14 Mar 2013

‘Beni başkasıyla düşün kocacığım!’


NATO topraklarında yükselen devasa medya kulelerinde öyle rezaletler vuku buluyor ki kişi o kulelerin çökmesini dilemekten kendini alamıyor. “Kulelerin çökmesinin” aynı zamanda batıni manası var: “Haddini aşan egonun yediği ağır darbeyi” simgeler. Yani benliğiyle, bireyciliğiyle, kibriyle “dikilen” her şey yerle yeksan olacaktır. Öyledir de! Girizgahımız şundandır: Haşhaşçı, şımarık medya parayı götürme, istifleme uğruna yayınladığı kepaze yarışmalarda adem evladını aşağılıyor. Ademoğlunun küçümsendiği her yerde ego (düzenin sahte benliği) devrededir. Kapitalist-emperyalist düzenin dev fallusunun kara gölgesi altında insanlık artık kaybolmuştur.
Eşini motive ediyormuş!
Bundan bir süre önce Kanal D‘de yayınlanan “Ben Bilmem Eşim Bilir” yarışmasında “araba havucu” uğruna çiftler yarıştırılıyor. Koca, beline bağlanmış kendisini geriye çeken otomatik lastik düzenekle, birkaç metre ötedeki masaya yeldirip yumurtaları kapmaya çalışıyor. Az zamanda ne kadar yumurta devşirirse arabayı kazanma şansı o kadar artacak. Genç karısı da kendisine ha bire gaz veriyor: “Yapabilirsin!... Hadi! .. Kötü düşün...Beni başkasıyla düşün!” diye hoplayıp zıplayarak çığrışıyor. Bu maskaralık altı üstü tekerlekli binek için sergileniyor! RTÜK, lastik tekerleğe duyduğu arzudan orgazm çığlıkları atan kadının yer aldığı bölüm için kanala önce 503 bin liralık ceza kesti. Akabinde RTÜK Başkanı Davut Dursun “eşini motive etti” gerekçesiyle karara muhalefet etti. Bu ne anlama geliyor? Tekerlek, yat, kat, at sahibeliğine soyunan sistemce beyinleri yıkanmış “lastikçi” kadınlar eşlerini motive etmek için “Beni başkasıyla düşün kocacığım“ mı demeli? Nasıl yozluktur böyle? Sonu nerelere varır, kimse kaygılanmıyor mu? E, o zaman TV’lerde “swinger (eş değiş tokuşu) partisi“ de sahnelensin: En çok hangi çift belindeki düzenekle masadaki anahtarlardan toplarsa en çok o çift başkalarının eşleriyle yatma hakkını kazansın!
Emperyalizm icadı ilişkiler, yarışmalar...
Emperyalizm icadı aşağılık yarışmalarla “eğlenip” yine emperyalizm icadı sözde ilişkileri yaşamak zorunda mıyız biz allasen, BOP Eşsultanlığının NATO topraklarına çevirdiği aziz vatanımızda?
Heyhat! Bu düşünceleri “kıskançlık, sahiplenme” gibi duygularla yazmıyorum. Zira eşlerin birbirlerini meta gibi sahiplenip nesneleştirerek kıskanmalarını hakir görüyorum. İnsanı hem kendi içinde hem kendi dışında barışa, özgürlüğe götürecek “akılcı” her şeye varım. Ne ki burada kırılma noktası neye bağlandığımızdır. İnsanoğlunun kısacık ömründeki yeryüzü macerasının yazgısını sadece şu iki ana yoldan hangisini seçtiği belirler: Neye bağlanıyoruz? İnsani değerlere mi yoksa ataerkil / kapitalist-emperyalist sistemin çıkar dayatmalarına mı? Adandığımız şey niyetimizi, niyetimiz kaderimizi belirler.
Emperyalistlerle işbirlikçilerinin iyice azıttığı memleketimizde kalemlerini kütük gibi kullanan bazıları da sade suya tirit yazılar döktürmüşler. Mesela; Kelebek’ten Onur Baştürk, kokmayan bulaşmayan “turfandalık mahsulünde” yukarıdaki olguyu neredeyse “normalleştiriyor”, İstanbul’da gözlemci olarak katıldığı swinger partisini örnekliyor. Ardından ekliyor “Kubrick usta son filmi Eyes Wide Shut’ı bu topraklarda çekmeye kalksaydı, eminim kafası çok karışırdı”. Yanılıyorsunuz Bay Baştürk, sinema tarihinin sayılı dahilerinden, kapitalizm karşıtı Kubrick yaşasaydı kafası karışmazdı. “Eyes Wide Shut” kapitalizm eleştirisine, olup bitenlere gözünü kapayan “aydın vurdumduymazlığına” dair tokat gibi filmdir. Popüler kültüre dalmış uykudaki kafanızı açamıyorsanız müteveffa Kubrick ne yapsın? Aklınızı açarsanız, gözleriniz de açılır!

Hiç yorum yok: