Hakiki dindarların asla yapmayacağı hangi fiil varsa, sen
onu âdet haline getirdin. Yalan, iftira, yalaka besleme… Etrafına topladığın
dalkavuklara, kibir tahtından lütuf tebessümleri dağıtırken, aynı zamanda
bazılarının da seni, acınası bir ebleh olarak reklam ettiklerinden haberin
olmadı elbette. Dalga geçtiler seninle. Yalakalık karşısındaki memnuniyetini
arşivlemiş oldular. Aklı başında herhangi bir insan ve hele Müslüman buna izin
verir miydi? Hiç mi bir “kâmil” dergâhından geçmedin, hiç mi bir “edep”
sofrasında oturmadın.
Hayattayken daha, insanlara “nasıl bilirdiniz?” sorusunu
sorduruyorsun.
“Kişiyi yüzüne karşı övmek, onu boğazlamaktır” düsturuna
sahip bir dine inandığını söylüyorsun ve insanların senin “huzurunda” kıvranmalarından
zevk alıyorsun.
Zavallı sunucu, patlayacakmış gibi duran kıpkırmızı
suratıyla, diken üstünde oturmanın tarifini yaptı saatlerce. Bir şey soracak
olurken dahi yalvarıyorlardı sana. Ön sırada oturan yalak kadrosunun ağlayıp
zırlamalarını fark ettin mi bilmem ama görüntüleri izle ve Melih’in suratına
bir bak. Sürekli hin bir gülümseme vardı gözlerinde. Melih’i tanıyan bilir ki,
bu gülümseme hayra alamet değildir.
Büyükler, edeben, asla yüzlerine karşı methedilmeye imkân
vermezlerdi. Buna izin verip, dalkavuk tutanları da “görmemiş”, “peygamber
ahlakından bihaber”, “cahil” gibi sıfatlarla nitelendirirlerdi. Tasavvuf
geleneğinde ise en büyük haram ve günah kabul edilir, kendini methettirme.
Ama gerçekten, sen bir daha izle ve Melih’in suratına bak.
Çok sağlam bir gol attı sana haberin olsun. Bu “hikâye”, ismini bitirme
operasyonunun ilk adımıdır. İzleyen aklı başındaki hiç kimse, “bak ne güzel
olmuş demedi” bilmiş ol.
Bir de hayırhah’ın olarak, uzun süredir unuttuğun bir
kelimeyi hatırlatayım sana “tevazu”.
Ben neyin ustası olduğunu hatırlatayım sana.
Yalan söylemede ustasın.
Zaten yapman gereken Belediye hizmetlerini reklam etmede
ustasın.
Manevralarla, her türlü eleştiriyi, din düşmanlığı olarak
göstermede ustasın.
Haddini bilmemede ustasın.
Önce kardeşim deyip, ardından pusu kurmada ustasın.
Yandaşlarına sağladığın rantı, halka hizmetmiş gibi
göstermede ustasın.
Yalanda ustasın.
İnsanların kalbine korku salmaya çalışmada ustasın.
Küfür etmede ustasın.
Garibana başörtü özgürlüğü verip sonra kapitalizmin insafına
terk etmede ustasın.
Asgari ücretliye “şükret” demekte ustasın.
Çocuklarına burs veya iş ortaklığı bulmada ustasın.
Hiçbir şey yapmadan kahraman olmakta ustasın.
Ayşelerin öleceği, Fatımaların tecavüze uğrayacağı bir savaş
için ABD’yi çağırmada ustasın.
ABD gelene kadar, kuduz köpekleri Müslümanların ciğerleri
üstüne salmada ustasın.
Halkı bölmede ustasın.
Lafı, dönüp dolaşıp başörtüye getirmede ustasın.
Bin yıldır bölünmeyen Türk insanını Laik-Dinci diye bölmede
ustasın.
Yalanda ustasın.
Riyada ustasın.
Yalakaların, yalakalıklarına fırsat vermede ustasın.
“Seçim kazanmada” ustasın.
Hep iktidar kalabilmek için nelerin çıkarılması, nelerin
verilmesi gerektiği hususunda ustasın.
Etrafını dalkavuklarla doldurmakta ve bir de onları kliplerinde
oynatmakta ustasın.
Yalanda ustasın.
Her şeyi satmada ve pazarlamada ustasın.
Hizmeti ranta, rantı hizmete çevirmede ustasın.
Sağlık dâhil insanların muhtaç olduğu sektörleri
özelleştirmek suretiyle, “parası olmayan gebersin” sloganına mahkûm etmede
ustasın.
Bininci tekrar, yalanda ustasın.
Aslında sen nesin biliyor musun? Hakkı söylemede
kimsenin cesaret edemediğini, ben
söyleyeyim. Ebu Zer gibi.
Sen, Efendinin, Asya ile olacak nihai kapışmasından
önce, görüş ayrılığına düştüğü Yahudi sermayesini boyun eğdirmek için
kullandığı, onlarca piyondan sadece birisin.
11 Eylülden beri, bir gün Meksika körfezinde BP
yanar, bir gün gemiler Gazze’ye yola çıkar. Bu konuda Yahudi sermayesini ikna
edip anlaşırlarsa, görürüm o zaman ustayı ve hikâyesini. Zaten anlaştıkları
yönünde sinyaller geliyor. Mısırdaki iade-i itibar bunun en açık
delili.
Sallanıyor tahtın. Uyarmıştım. Dinlemedin. İsmin
bitiriliyor. Farkında bile değilsin.
Aklın varsa savaşa falan girmezsin. Şu çocukları
dövme işinden ve %50 ye güvenmeden de vazgeç. Gel tövbe et. Bu kapı, rahmet
kapısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder