Çin, ABD ve AB
Bölgesel gibi görülen Ortadoğu ve Akdeniz savaşlarında esas çatışma özünde, Çin, ABD ve AB arasında yaşanmaktadır. Bizim çevremizdeki bölgesel olaylar, küresel rekabet ve çatışmanın yansımalarıdır. - Çin dev adımlarla dünya pastasındaki payını arttırmaktadır. ABD ve AB oransal olarak küçülmektedirler. 20 yıl içinde Çin ve Hindistan’ın toplamı, iktisadi olarak ABD ve AB toplamını geçecek. - Çin’in Ortadoğu ve Kafkaslar’dan enerji gereksinimi vardı. - Çin ve Hindistan’ın İran, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına hızla girmeleri Batı’yı ürkütüyor. - Bölgedeki siyasal etkilerini de engellemek gerekiyor. Bütün bunların sağlanabilmesi için Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ABD ve AB denetimi tamamen ellerine geçirmek zorundalar. Bölgede bütün domino taşları tek tek indirilirken, ortada sadece İran kalmıştır. İşte bu nedenle İran’a operasyon öne çıkıyor. Benzer karşıt gerekçe ile Çin, Rusya ve Hindistan “Suriye’nin Libyalaştırılmasına”karşı bir cephe oluşturdular. Bu aynı zamanda, İran’a ilerde planlanan operasyonu engellemek için bir “kalkan” haline getirilebilir. İran’a Rusya, Çin ve Hindistan’ın desteği daha da artabilir. Bütün bu değerlendirmeler çerçevesinde Ankara’nın Kuzey Irak’a, “sınırlı, sınır ötesi müdahalesinin ne anlam taşıdığını düşünelim”. Bazı sorular soralım; - PKK’yi ortadan kaldırmak için mi? - Kürdistan’ın oluşumunu engellemek için mi? - Yoksa mecburen, istemeye istemeye yapılan bir operasyon mu? PKK’nin 27 yıldır yürütmekte olduğu askeri ve siyasal hareketler göz önüne alındığında, esas sorunun Ankara ile PKK arasında olmadığını; Türkiye’nin, küresel güçlerin bölgesel planlarına ne oranda evet diyeceği noktasına dayandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu konuyu büyük çoğunluk biliyor; ancak kimse açık açık tartışmak istemiyor. Kral çıplak demeye herkes çekiniyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder