PANO Deniz Kavukcuoglu
Şu sözler HaberTürk TV’nin spikeri Duygu Canbaş’ın: “Her ne kadar Van’da olsa da acımız büyük.” Şu sözler de ATV’de “Tatlı Sert” adlı bir program sunan Müge Anlı’nın: “Her fırsatta küçücük çocuklar tarafından taş attırılan polisler, olay yerine gelip ilk müdahale edenlerdi. (…) Allah askerimize, polisimize zeval vermesin. Onlara taş atanların da elleri kırılsın. Canımız istediğinde kuş avlar gibi taş atıyoruz. Dağlarda vuruyoruz. Sonra bir şey olunca da asker gelsin, polis gelsin diyoruz. Dengeleri kuralım. Zor günlerde canım cicim. Kuş avlar gibi avlamayalım bunları. O kadar kolay değil.Herkes haddini bilecek...” Bu noktada, “Bu sözler ne anlama geliyor?”diye sormak gerçekten abes, çünkü ne demek istendiği açık! Van depremi toplumun en zirzop, en beyinsiz bireylerinin ırkçılık duygularını kabartmış. Kafacıklarında biriken cerahat patlayıp söz olmuş, dillerine vurmuş.İyi de olmuş, çünkü takkeleri düşüp kelleri görününce onları gerçek kimlikleriyle tanıyabiliyoruz. Sayıları hiç de az değil. Ne yazık ki değil… *** Lafa bakın, “Van da olsa…” Van bu yurdun, yurdumuzun bir parçası, orada yaşayanlar da bu ülkenin yurttaşları değil mi? HaberTürk Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, “Ben Vanlıyım. 10 yılı aşkın ekran tecrübesine rağmen, böyle bir dil sürçmesinin kurbanı olan Duygu Canbaş’ın yaptığı hatayı, büyütmemek, farklı anlamlar yüklememek gerekir” diyor. Büyütmüyoruz, olduğu gibi aktarıyoruz. Sözler ortada, söz ise beyinden geçenin dile yansımasından başka bir şey değil. Öyleyse… Müge Anlı’nın sözleri hiç kuşkusuz çok daha vahim; kadıncağız Kürt sorununa ilişkin hiçbir şey bilmiyor. Irkçılık onun algı gözeneklerini körleştirmiş, her Kürt’ü PKK militanı ya da yandaşı sanıyor. Oysa deprem felaketi ülke genelinde Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Boşnak’ı, Roman’ı seferber etmiş, herkes “ne yapabiliriz” diye çırpınıyor. Be zavallı kadın, be cühelanın cahili…Felaketin, afetin milliyeti, ırkı olur mu? “Askerimiz” diyorsun. Aralarında kadim tarihten bu yana kaç Vanlı delikanlı Mehmetçik olmuş, kaç Vanlı delikanlı bu vatan için can vermiş, hiç düşündün mü? Şu anda kaç Vanlı delikanlı askerlik yapıyor biliyor musun? Bu vatanı PKK’ye karşı savunurken şehit düşen Kürt gençlerinden hiç mi haberin yok? Ayıptır! *** Ekranlarda gözükmek için “hoş fotoğraf vermek”, yazılı medyada köşe kapmak için“zirzop olmak” ölçüt olunca ortalık bunlarla doluyor. Teneke kafacıklarıyla kamuoyunu etkiliyorlar. Kamuoyunun genel “bilgi donanımı”, yürürlükteki eğitim sistemine bağlı olarak Kıbrıs’ı “Karadeniz’de, Sicilya’nın hemen yanı başında” sanma düzeyinde…Dolayısıyla başarılı da oluyorlar. Yaşadığımız başlı başına bir dram. Bazen kendimi dangalaklar arası bir maraton yarışının seyircisiymişim gibi duyumsuyorum. Amansız ve bir türlü bitmeyen bir yarış bu! Yarış süresince yarışmacılar bir yandan koşarken bir yandan da yeni dangalaklar, dangalaklıklar üretiyorlar… Korkunç bir süreç yaşanıyor bu topraklarda, kendini tükettikçe yeniden üreten tuhaf, ölümcül bir diyalektik yaşanıyor… Böyle giderse sonumuz toplumsal cinnet! Mutlaka bir şeyler yapmalı, toplum olarak aklımızı başımıza toplamalıyız. Milliyete, ırka, kana, kan bağına, kökene, dine, dile değil, insana odaklanmalıyız. Hele bizim yaşadığımız, yaşamak zorunda kaldığımız, -ister terör, ister savaş deyin-, çatışmalı, kavgalı bu menhus ortamda… İnsana odaklanmak! Irkçı dangalaklara vereceğimiz en güzel yanıt |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder