1 Oca 2012

Talat Paşa'nın Vicdansız Komitacıları Kimlerdi?

Ankara Atatürk Lisesi’nde matematik öğretmenimiz Rıfat Sami Ertekin’di. Saygıyla anıyorum. Çocukları Ertan ve Erkan mahalle arkadaşlarımdı; umarım yaşıyorlardır; selam ederim.
Öğretmenimiz Rizeli’ydi, yerel ağzı nedeniyle söyledikleri taklit edilirdi. Duyunca, cebir problemini bırakır, “Ula bu memleketu Karadenüzlular kurtardı, Karadenüzlular!” derdi.
Niçin hatırladım?
Dedem kim?
Ahmet Hakan soruyor:
“Dedem kimdir benim? Ermenileri yollarda katleden Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları mıdır? Yoksa zulme uğrayan Ermeni komşularını bütün riskleri göze alarak evlerinde saklayan Türkler midir?” (Hürriyet, 24 Aralık 2011)
Oysa, Türklerin en vicdanlıları, en namusluları, Talat Paşa’nın komitacılarıdır.
Ben Kemaliye (Eğin) Apçağa Köyü’nde, Ermeni komşularını koruyan, has tutan, gözeten Hacı Sadık ve Mehmet Cemal beylerin torunuyum. Göç ettirilen Ermenilerin sandıklarını 10 yıl sonra kapağını açmadan kendilerine teslim eden Adıgüzel Ağagilden Rahime Behiye Hanımın da torunuyum.
Apçağalı Ermeniler hâlâ İstanbul’dadır. Avadis Mazmanyan, amcamın 30 yıl ortağıydı. Çocukları Aleksandır ve Erol, imza günlerinde çoluk çocuk gelirler. Hapse düştüm mü eşofmanlar, çamaşırlar onlardan gelir. Sirkeci’de spor mağazaları vardır.
Biz Eğinliler, Türkü ve Ermenisiyle birlikte Hünkâr’a gider; klârnet ve davulla kol kola Eğin halayları çekerdik.
‘Bu sandıklar hiç açılmamış’
On yıl sonra Ermeni komşular tehcirden döndükleri zaman, sandıkların kapağını açınca, babaannem Rahime Hanıma, “Siz bu sandıkları hiç açmamışsanız” demiştir.
Bu, bizim ailemize özgü değildir; sıradan bir hikâyedir. Kemaliye’nin bütün Türk aileleri böyle yapmıştır. Kültürleri, görenekleri budur.
En vicdanlılarımız!
“Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları”na gelince, onlar Ermeni komşularını koruyan geleneğin temsilcileridir. Bizim en vicdanlı, en insancıl, en hürriyetçilerimiz onlardır!
“Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları”, Namık Kemal neslinden gelirler. Abdülhamit’in zindanlarında öğrenmişlerdir özgürlüğü! İlk kurdukları cemiyetin adı, “Fedailer Cemiyeti”dir. Kendini toplum için fedâ etmek, onların büyük kültürüdür!
Türkiye’de insaniyetperverliğin (hümanizmin) öncüleri onlardır.
Bu memleketİ Talat Paşa’nın komitacıları kurtardı
Hürriyet için başlarını koymuşlar; hayatlarını vermişlerdir.
Ortaçağa, istibdada karşı demokratik devrim değerlerini onlar getirmişlerdir.
Zulme karşı dağa çıkmayı, bizlere onlar öğretmişlerdir.
1908 Hürriyet Devrimini onlar yapmıştır. Hürriyet adına bu ülkede ne yapılmışsa, onlardan başlar.
Uygarlık adına, çağdaşlık adına, kadın-erkek eşitliği adına, kadına saygı adına, basın özgürlüğü adına neyimiz varsa, kökü “Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları”dır.
Türk Ordusunu çağdaş anlayışla yeniden onlar örgütlemiş, Balkanlar’da, Trablusgarp’ta, Çanakkale’de, Kafkaslar’da, Galiçya’da, Hicaz’da, Yemen’de, bu vatanın bağımsızlığı için onlar en önde savaşmıştır.
Hatta Ömer Naci gibi inkılâpçıları İran’a göndermiş, İran demokratik devrimine de katılmışlardır.
Dünyadaki tek Türk markası
Bütün dünya 1908’de onların devrimini selamlamıştır; burjuva devrimcilerinden Leninlere kadar her dünya devrimcisi, Asya’nın bu devrim öncülerinden saygı ve hayranlıkla söz etmiştir. Adları Jön Türk’e çıkmıştır. Amerika’da, Japonya’da, Çin’de, Maçin’de, Afrika’da,  hangi iklimde gençler ayaklansa, dünya onlara “Amerika’nın, Çin’in Jön Türkleri” diye isim verir.
Jön Türk, başka deyişle “Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları”, liboşların diliyle söyleyelim, bir “Dünya Markasıdır”. Hatta dünyadaki tek Türk markasıdır.
Jön Türk Devrimciliği, Türklerin son iki yüzyıldaki biricik icadıdır; ama ne yaman icadıdır!
Deniz Gezmiş’e, Bora Gözen’e, Mahir Çayan’a sorun, hepsi “Yakup Cemil’im” der; demişlerdir.
Mahir Çayanlar bombalanırken, samanlığa saklanan fare ise Jön Türk düşmanıdır. Yakışığı odur.
Cumhuriyeti onlar kurdu
Kurtuluş Savaşımıza onlar önderlik etmişlerdir.
Kafkaslar’da, Antep’te, Urfa’da hep onlar vardır.
Sakarya’daki subay zayiatı, “Talat Paşa’nın vicdansız komitacılarından” ibarettir.
Cumhuriyeti onlar kurmuştur.
Çağdaşlaşmaya onlar önderlik etmiştir.
Kadını onlar dansa kaldırmıştır. Sarı zeybeği, Sivas halayını onlar oynamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk,
İsmet Paşa,
Mahmut Celal Bey (Bayar),
Fevzi Çakmak,
Ali Fuat Paşa (Cebesoy),
Karabekir Kâzım,
hepsi, “Talat Paşa’nın vicdansız komitacıları”dır.
‘İnkılâbın büyük teşkilatçısı’
Talat Paşa’nın şehit edildiği haberi geldiği zaman, Mustafa Kemal Paşa gözyaşlarını tutamamış, “Vatan büyük bir evlâdını, inkılâp büyük bir teşkilatçısını kaybetti” demiştir.
Nâşı Berlin’den getirildiği zaman, tabutunun arkasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bütün Cumhuriyet erkânı, Celal Bayarlar, Fevzi Çakmaklar, cümle “vicdansız komitacılar”, eski önderlerine tâzimle, minnetle yürümüşlerdir.
Sonsuz hürriyetin toprağında
Cumhuriyet, O’nu Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne, sonsuz hürriyetin toprağına vermiştir. Hâlâ orada yatmaktadır.
Batının ve Doğunun devrimcileri, Jön Türk hayranıydı. Ama Batının emperyalistleri Jön Türk düşmanıdır. Kemalist Devrim düşmanları ile Jön Türk düşmanları, hepsi aynı soysuzlardır.
Michigan ve Paris’in kapıkulları
“Ermeni soykırımı” yalanı, bu düşmanlığın Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki emperyalist imâlatıdır.
Amerika ve Avrupa’ya yaranmak isteyenler, bu cikleti çiğner!
Oral Çalışlar gibiler, Paris Konferansı’nda “Milli devletimizin katliamlarla kurulduğunu” söyler Fransız velinimetlerine.
Halil Berktay, “Türkler İstiklâl Savaşı’yla Anadolu’yu yeniden işgal ettiler (reoccupied)” diye temenna çakar Michigan’daki efendilerine!
Liboş-hödük ittifakı
Ne kadar liboş, ne kadar Ortaçağ hödüğü varsa, bugün taammüden İttihat Terakki düşmanıdır. Proje tahsisatları bunun için verilir (Ahmet Hakan’ı onlardan görmüyorum, yakın tarihimizi bilmediği için bu modaya kapılıyor).
Bekir Coşkun’un deyişiyle “hırtlar” da İttihat Terakki düşmanıdır. Bir liboş-hödük kampanyasıyla, çağdaş Türkiye’nin devrimci köklerine karşı hâyâsız bir savaş açmışlardır. Bu savaş, Cumhuriyeti yıkma ve devrimciliği bitirme savaşıdır.
Talihsizlikleri buradadır.
Not: Can Dündar’ın 1910’ların Teşkilatı Mahsusa’sını “özel timciler” ile aynı çizgiye sokan yazısını (Milliyet, 24 Aralık 2011) ayrıca ele alacağız. Şimdilik Hasan Pulur’u okumalarını öneriyoruz (Milliyet, 28 Aralık 2011).
YARIN: Talat Paşa’nın komitacıları ve vicdan

Hiç yorum yok: