Seyfiye, Hariciye, Maliye
Aksakallılardan, 27 Mayıs Devriminin Çalışma Bakanı duayen hocam rahmetli Cahit TALAS Osmanlıdan bu yana devletin, yürütme erkinin üzerine oturduğu sacayağının, ülkenin bekası açısından çok önemli olduğunu söyler, Seyfiye(1) başta olmak üzere bu kurumlarla fazla oynanmaması gerektiğini vurgulardı.
Oysa, on yıldır en derin Ali-Cengiz(2) oyunları Seyfiye üzerine oynanıyor ... Bırakalım Silivri Oyunlarını... İş, casusluk, fuhuş, uyuşturucuya kadar vardırıldı...
Hariciye ise, yabancıların da vurguladığı gibi çok değerli ve iyi yetişmiş kadrolarına rağmen, buldumcuk bir siyasi irade ile girdiği macerada, sıfır sorunla çıktığı yolu, sırf sorun çıkmazında tamamladı. Ülke, tüm komşu ülkelerin stratejik tehdidi altında. Kürecik Radarı ve Patriotlarla pişmiş aşa iyice su katıldı. Bir de, bölgede yabancı özel kuvvet unsurlarından söz ediliyor. Doğru ise, bu, 1’nci Körfez Krizinde işgal edilemeyen vatan topraklarına, “montaj sanayi” mantığı ile parça parça yabancı askerlerin yerleştirilmesi demektir ki; vahim ki vahim olanı işte budur. Çünkü, çok karmaşık gelişmelere gebe olan bölgede, tamamen küresel merkezin denetiminde olan bu silah sistemleri ve silahlı unsurların -ülkemiz dahil- kime ya da kimlere karşı ve hangi amaçlarla kullanılacağı çok ama çok kuşkuludur...
Ya Maliye...
Maliye de, gerçekten deneyimli, birikimli bürokratları ile özellikle yoksulluk yıllarından itibaren “denk bütçe” mucizeleri ile Cumhuriyetin temel kurumlarından biri olmuş ve adı ciddi usulsüzlük ya da yolsuzluklarla birlikte anılmamıştı. Ta ki genç ve başarılı bir gazetecinin manşet haberine kadar...
İktidarın, yetkilerini sınırlayarak TBMM’ye sunulmasına engel olduğu 127 Sayıştay raporundan, “Maliye Bakanlığı Denetim Raporu”na başarılı bir haberci ulaştı.(3)
Habere kaynak olan “Maliye Bakanlığı Denetim Raporu”nun bazı önemli saptamaları şöyle:
Hazine’ye ait gayrimenkullerin kira gelirleri: Maliye Bakanlılığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilen cami ve mescitlerin ticari ünitelerinin kiralanması yetkisinin herhangi bir mevzuata dayanmaksızın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi ve bu devre istinaden söz konusu gelirlerin yüzde 25’inin bir vakfa -Dini ve Sosyal Hizmetler Vakfı-aktarılması.
Ve de bu uygulamaya koşut olarak devlete ait taşınmazların kiralanmasında yönetmeliğin değiştirilerek nesnel ölçüd olan “rayiç değerin esas alınmasının” kaldırılması. Ve de böylece, düşük bir bedel ile kiraya verilen bir kamu taşınmazının, kiralayan tarafından çok daha yüksek bedellere üçüncü kişilere kiralanmasına imkân sağlanması.( Örneğin aynı taşınmazı kiralayanın, 3ncü kişilere 13 kata varan bedellerle kiralanmış olması)
İmar planlarına aykırı kiralamalar: İmar planlarına göre yol, park, meydan, yeşil alan, havuz, gölet, paten pisti, merasim alanı olarak belediyelere tahsis edilen taşınmazların, kullanım amacına aykırı olarak ticari alanlar haline getirilip üçüncü şahıslara kiralanması.
Bir bankaya (Kuveyt Türk) maddi avantaj sağlanması: Tahakkuk eden ve tahsili gerçekleşen gümrük vergisi gelirlerinin emanet hesaplarında bekletilmesi, dolayısıyla tahsilatı yapılmış gelirlerin, banka tarafından ilgili saymanlık banka hesabına geç gönderilmesi ve bunun neticesinde protokolün “tarafların yükümlülükleri” başlıklı maddesinde öngörülen gecikme zammı ve cezasının uygulanmaması.
Bunlar dışında taşra teşkilatında bazı memurlara hakkı olmadığı halde “Eğitim öğretim ödeneği” ve “Üniversite ödeneği” ödenmesi, muhtelif “mükerrer ödemeler”, vergi müfettişlerine aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenmesi gibi birçok ciddi maddi hata da var.
İşte Maliye de böyle...
Sonuç: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe (4)
İsterseniz “ya herru, ya merru” da diyebilirsiniz. Gözünüz dönmüşse, girdiğiniz bataklıkta sonuna kadar gitmeye çabalarsınız... Ama, birileri değnek uzatsa da yükünüz giderek ağırlaşır, dermanınız kalmaz... Batarsınız...
(1) Osmanlı’da Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra, yerine kurulan yeni orduda görev yapan subaylar.
(2) Kurnazca, haince “akıllara durgunluk verecek işler yapmak” anlamında kullanılır.” www.meb-eokul.com
(3) Ayşe Sayın,”Sayıştay İsyan etti.” Cumhuriyet, 21.01.2013
(4) Sonunda büyük bir varlığa veya mevkiye kavuşturabilecek ya da tam tersine insanı mahvedecek, batıracak bir işe girişirken söylenir; işin ne kadar tehlikeli,riskli olduğunu anlatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder