1 Eyl 2013

Din maskeli zulmün maskesi düştü!

Allah’u ekber diyerek kafa kesen ve öldürdüğü insanın ciğerini yiyen canilere tek sözü dahi olmayanlar, Kur’an ayetlerini kullanmak suretiyle “Suriye’ye emperyalist müdahalenin” önünü açmaya çabalıyor.
Bu işin en vahim örneğini, “The Cemaat’in gazetesi Zaman’ın köşe yazarı Hüseyin Gülerce’nin köşesinde okuduk.” Allah’ın insanlığa ışık ve rehber olarak inzal ettiği Kur’an’ın bir ayetini alıp, bu ayete dayanarak neredeyse “Emperyalist işgali” bir tür “ilahi murad” gibi tanıtan makaleyi okuduğumda, deyim yerindeyse kanım dondu!
Şöyle diyordu Gülerce;
“...Allah’ın bir sünneti, kanunu da, birbirine zulmedenlerin başına, zalimleri musallat etmesidir. “İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.” (Enam Sûresi/ayet 129) Hadis olarak rivayet edilen, mana bakımından da Kur’an’ın rûhuna muvafık olan bir sözde şöyle buyruluyor: “Zalim, yeryüzünde Allah’ın adaletidir. Allah onunla (başkalarından) intikam alır. Sonra (döner), ondan da intikamını alır.” (Keşfu’l-Hafâ, 2-64) (...)”
Yani özetle, Hüseyin Gülerce “Allah’ın Esad’dan intikamını, ABD eliyle alacağını söylüyor...”
Görebiliyor musunuz şu cümleleri? Görüyor musunuz, Müslüman aklın geldiği noktayı?
***
Şimdi gelelim ayetin “orijinaline” ve Kur’an’ı Kerim’in mesajını “sırf çıkarları için çarpıtan” Abdestli Kapitalizmin oyununu bozmaya!
Hüseyin Gülerce ve Emre Uslu’nun “tahrif ettiği/bozduğu” Enam suresi 129. ayetin orijinalinin Latincesini birlikte okuyalım:
“Ve kezâlike nuvellî ba’daz zâlimîne ba’dan bimâ kânû yeksibûn (yeksibûne)”.
Üstü kalın olan “nuvelli” ifadesinden yola çıkarak “zalime zalimi musallat ederiz” çevirisi yapan ve Suriye’ye ABD’nin musallat olmasını Kur’an’i bir hakikatmiş gibi anlatanlara şimdi soruyorum:
“Nuvelli kelimesi, v-l-y kökünden türemiş bir kelimedir.” Türkçede de bildiğimiz “veli” kelimesiyle kökteştir. Kullanımı itibari ile geniş zamanlıdır. Lakin “kökte ve türevde” musallat olma if’al’i yoktur. Veli “dost olma, kollama, gözetme” ve nuvelli “korumak üzereye yaklaşma” manasına gelir. (Bkz. Ragıp el İsfehani, El Müfredat, vly mad. Tac’ul Arus, vly mad, Lisan’ül Arab, vly mad.)
Şimdi soruyorum, “Musallat nereden çıktı?” Siyasi çıkarlarınız için, Kur’an’ı bozmaya yeltenmeye utanmıyor musunuz?
Bu, Kur’an’ı Kerim’i bozmak demek değil midir? Sırf, emperyalistlerin Suriye’ye işgalini meşrulaştırmak için, Kur’an ayetini bozmak, kâfirlik değil midir? Hiç vicdanınız sızlamıyor mu?
***
Madem ayetin orijinal metnini okumadınız, neden yorum yapıyorsunuz? İnsan, bir bilene sormaz mı? O kadar insana, bu ayeti yanlış aktardınız! Savaşı meşrulaştıran bir ayet gibi aktardınız. Bu yaptığınız, Kur’an’ı mızrak ucuna takmak değildir de nedir?
Sizin bu büyük zulmünüze susacağımızı, görmeyeceğimizi mi düşündünüz?
***
Şimdi gelelim ayetin bu bilgiler ışığında yeni ve orijinal çevirisine:
Ve işte biz böylece, kazandıkları günahlardan ötürü, zalimlerin bir kısmını, diğer bir kısmına, kollayıcı-gözetici-dost yaparız! (En’am suresi 129. ayet)
Şimdi soruyorum Sayın Gülerce, “Madem Kur’an’ı bu kadar şiar ediniyorsunuz ve yazınızda ABD’yi zalim addediyorsunuz. ABD’nin en büyük dostu olan mevcut iktidar ve içinde bulunduğunuz cemaat bu ayete göre “ne oluyor?” Hiç düşündünüz mü?
İşte, Kur’an’ın sopası böyledir değerli dostlar. Kur’an, kendisiyle aldatmaya çalışanları, böyle rezil rüsva eder. Şahit olun! Ve not edin!


Hiç yorum yok: