POLİTİKA GÜNLÜĞÜ Hikmet Çetinkaya
Acaba ABD ve AB, Mısır’da yapılan seçimlerden çıkan sonuçtan hoşnut mu?
Kahire’nin Tahrir Alanı’nda yüz binler Hüsnü Mübarek’in devrilmesi için ortalığı ayağa kaldırırken, ünlü televizyon kanalları saatlerce yayın yapıyorlardı.
Mısır’da yapılan seçimlere bu televizyonlarnedense pek ilgi göstermeyip, birkaç dakikalık haberlerle yetindiler.
Oysa hem Mısır hem de Libya’da önemli gelişmeler vardı. İki ülke şeriat düzenine doğru adım adım ilerliyordu.
Şimdi bir soru:
“Mısır’da demokrasi ve özgürlükler gelişecek mi yoksa devlet şeriat kurallarına göre mi yönetilecek?”
Libya’da Kaddafi öldürüldü... Direnişi yürütenler “Ulusal Geçiş Konseyi” kurdular.
ABD ve Batı güdümlü bir hükümet var Libya’da. Radikal dinciler hükümete gözdağı veriyor:
“Hükümet içinde yer almazsak iç savaş çıkar...”
Öncesinde Konsey, bugün de hükümet içindeılımlı gruplarla köktendincilerin savaşımı var.
İki hafta önce Kaddafi karşıtı topluluklar arasında çıkan çatışmada 13 kişi yaşamınıyitirmişti.
Libya’da henüz tarihi belli olmayan seçimlerde köktendincilerin kuracağı siyasal oluşumun sandıktan birinci parti olarak çıkması büyük olasılık.
Ne ABD ne de AB ülkeleri, Mısır seçimlerindeMüslüman Kardeşler’in Hürriyet ve Adalet Partisi (HAS) birinci, siyasal İslamcıların eylemci kanadını oluşturan selefi El Nur’un ikinci parti olarak sandıktan çıkmalarını önemsemiyor.
İsrail ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan siyasal gelişmelerden tedirgin.
Özellikle Müslüman Kardeşler’den...
Mısır’daki seçimlerde üstünlük sağlayanMüslüman Kardeşler’in, selefi El Nur’la ülkeye demokrasi getirebileceğini sananlar yanılıyor.
Laik bir koalisyon olduğu öne sürülen Mısır Bloku üçüncü parti olarak giriyor meclise, sakın unutmayın.
Mısır’da ordunun baskısına başkaldırmak iyi de, demokratların, solcuların, liberallerin, sendikaların dincilerle birlikte olmaları İran İslam Devrimi öncesini anımsatmıyor mu size?
Onun için Mısır ve Libya’da demokrasi ve özgürlük beklenmesin...
Mısır’daki demokratlar, aydınlar, sosyalistler, emekçiler şimdilerde korku içinde.
Mısır Bloku üçüncü parti olarak meclise girdi.
Lideri, varsıl işadamı Nagip Saviri.
Yağmurdan kaçarken doluya tutuldular.
Dedikleri şu:
“Hüsnü Mübarek baskıcıydı ama köktendincilere karşıydı... Bunlar şeriata dayalı bir düzen kurarlarsa ne yaparız?”
Bugüne dek hep yazdım...
Demokrasi öyle gökten zembille Tanrı Babatarafından indirilmiyor altın tepsiyle.
Yakın tarihimize bir bakın isterseniz.
Demokrasimiz ne denli aksasa da biz bunuMustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz, ABD ve AB’ye değil.
Bir “Arap Baharı” kandırmacası yaratıldı emperyalist ve sömürgeci Batı tarafından...
Şimdi sonuç ortada!
Mısır,Tunus, Libya ve Suriye...
***
Esad elbet gidici, orası belli... Suriye’ye de yazık olacak.
Saydığım ülkelerin tümünü gezdim, oralardaki sosyal yaşamı iyi biliyorum.
Baskıcı rejimlerdir elbet...
Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta kadınlar özgürdür...
Çarşaf da giyer, mini etek de.
Bana kalırsa asıl oyun Büyük Ortadoğu Projesi adım adım gerçekleşmektedir... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder