Eymür'ün MİT'te dediği belgeler, Menteşe'de MGK'ya taşınmış oluyor. Ha MİT, ha MGK. Her ikisi de devletin temel kurumları. Kontrgerilla cinayetleri bu merkezlerden yönetildi. Bu cinayetlerin aydınlatılması, bugünkü siyasal iktidarın sorumluluğundadır. Sorumluluğun devletin kurumları arasında gidip gelmesi, bürokrasi oyunundan başka bir şey değildir. Dün elinde listeyle dolaşan Tansu Çiller ne kadar sorumluysa, bugün de bu cinayetlerin aydınlatılmasını engelleyen R. Tayyip Erdoğan da aynı derecede sorumludur.
MİT’in Susurluk Raporu’nda Fethullah belgeleri gizlendi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem, Kaynak Yayınları’ndan çıkan Fethullah ve Susurluk kitabında MİT’in hazırladığı Susurluk Raporu’ndaki Fethullah Gülen’in Çiller Özel Örgütü (Gladyo) ile ilişkilerinin yer aldığı dosya eklerinin gizlendiğini açıklıyor.
Nusret Senem’in Emniyet, Jandarma, Genelkurmay ve MİT raporlarının hepsini inceleyerek yazdığı Fethullah ve Sururluk kitabı, şu çok önemli bilgileri veriyor:
“Susurluk sürecinde dört önemli rapor ortaya çıktı: Başbakan Mesut Yılmaz’a verilen “Kutlu Savaş Raporu”, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Raporu, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun İnceleme ve Araştırma Raporu ve MİT’in hazırladığı “Susurluk Raporu.“ Bu dört raporda esas olarak İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in iddialarını araştırdı. Raporlar büyük ölçüde Perinçek’i doğruladı. Çiller Özel Örgütü’nün (Gladyo) suçlarını açığa çıkarmaya yöneldi. Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan ve Başbakan Erbakan’a sunulan rapor dışındaki bütün raporlar eksiklerine rağmen Gladyo’nun suçlarının ortaya çıkarılmasına hizmet etti.
Susurluk Raporu büyük oranda gizli kaldı Ancak Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)’in hazırlığı “Susurluk Raporu” büyük oranda gizli kaldı. Bu raporun 12 eki bulunmasına rağmen bugüne kadar hiçbiri ortaya çıkmadı. Bu eklerde yazılı olan bilgileri yalnızca dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan okuyabildi. “MİT’in Susurluk Raporu”nda “Çiller Özel Örgütü”nün 59 elamanının bağlantıları ek-4 olarak adlandırılan bir şema haline getirilmiş ve bu kişiler arasındaki ilişkiler belgelendi. Fakat MİT, raporu ve eklerini TBMM Susurluk Komisyonu’ndan gizledi. Talep edilmesine karşın raporu Susurluk Komisyonu’na göndermeyi reddetti. İlişkilerinin ortaya çıkarılmasından özenle kaçınılan kişilerden biri de raporda hakkında beş sayfa bilgi bulunan Fethullah Gülen’dir.
Saklanan sayfalarda kara para işleri var
Gerçekte MİT’in Fethullah Gülen hakkında hazırladığı sayfa sayısı 6 veya daha fazladır. Fakat bu sayfalar ve raporun ekleri mahkemelere gönderilmedi. Saklanan sayfalarda CIA ile ilişkiler, Çiller’le Fethullah Gülen’in kara para işlerinin yer aldığı düşünülüyor. Hala Başbakanlık’taki ilgili birimlerde saklanan raporun bir örneği de MİT’in arşivinde.
Raporun eklerinden birinde yer alan MİT’in bilgi notunda Gülen’in Susurluk olayında ismi geçen diğer kişilerle ilişkilerini, 1969 yılından bu yana yürüttüğü tarikat faaliyetlerini, İran türü bir İslami karşı devrim yapmak için yürüttüğü gizli faaliyetleri, ABD ile ilişkilerini, Susurluk’ta ortaya çıkan isimlerden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisine yaptığı maddi ve manevi destekleri ortaya koyuyor.
Çiller’le Gülen ortak... MİT, Susurluk Raporu’ndaki gizlenmeyen bölümlerde, Fethullah Gülen ile dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ismini rapora ekli şemada ilişkileriyle birlikte, 59 kişi içinde yan yana koydu ve Fethullah Gülen’in, CIA ve Çiller’le ilişkisini şöyle özetledi: Fethullah Hoca’nın Çiller’in kara para işinde gizli ortağı olduğu, Fethullah Hocacıların CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu iddiaları, Maliye Bakanlığı’nın müfettişlerinin Fethullah Gülen’in mali kayıtlarını incelemesi ile İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının ilgili kuruluşlarla yapacakları koordine sonucunda çözülebileceği değerlendirilmektedir.”
CIA’nın bölgedeki en önemli sivil toplum kuruluşu
MİT’in Susurluk Raporu’na yansıyan, Fethullah Gülen’in Çiller’in kara para aklama işindeki gizli ortağı ve Fethullahçıların CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmeler için bugüne kadar herhangi bir inceleme ya da soruşturma başlatılmadı. Refahyol Hükümeti, kara para aklama işinin üstünü örttü. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu ise konuya hükümetin baskı ve direktifleri sonucunda hiç girmedi. Para ilişkileri konusunda yapılan ilk ve tek inceleme Kutlu Savaş’ın raporunda bulunuyor. Raporda şöyle deniliyor: “Çetelerden söz edilirken Susurluk’la bağlantısı hiç kurulmayan bir diğer konudan, çete denemese bile bir gruplaşmadan söz etmekte zaruret vardır. Başından beri zikredilen olaylar, kişiler ve faaliyetleri müstakil veya birbirinden bağımsız işler olarak algılamak son derece yanıltıcıdır.” Raporda kamu bankalarındaki gruplaşmalara ilişkin bir de şema sunuluyor.
Bugüne kadar soruşturma açılmadı
Rapordaki öneri ve değerlendirmeler şöyle: Bu grup 1992-1996 döneminde bir aile holdinginde görülebilecek bir şekilde bankadan bankaya dolaştırılmıştır (s. 144). “Bankalar konusunda kapsamlı ‘organize suç’ niteliğinde polisiye metodlarla yürütülen bir soruşturma açılmalı ve konu Asliye Ceza Mahkemelerine giden kusurlu kredi dosyası olarak değil, tek bir dosyanın değişik sayfaları olarak -gerekirse DGM kanununda değişiklik yapılarak- Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin incelenmesine sevk edilmelidir (s.145). Raporlara yansıyan bankalardaki organize suçlarla, Çiller-Fethullah ilişkisi, ortaya çıkan milyarlarca dolarlık kara parayla bu ikilinin bağlantısının ortaya çıkarılması için bugüne kadar her hangi bir soruşturma başlatılmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder