ABDULLAH ÖCALAN’I NAİROBİ’DE KORUYAN ADAM YAZDI: Öcalan, ABD’nin görevlerine talip
1990’lı yılların başlarından 1997 sonbaharına kadar, Yunanistan’ın İzmir Konsolosluğunda diplomatik ataşe olarak görev yapan, Türkiye aleyhtarı çalışmaları ortaya çıkınca “İstenmeyen adam” ilan edilerek Türkiye’den kaçmak zorunda kalan Savas Kalenderidis, PKK-Yunanistan ilişkilerinde doğrudan roller üstlenen bir isim. Kalenderidis’in, EİP (Yunan İstihbarat Servisi) yöneticisi olduğu da hakkındaki iddialar arasında. Son olarak Öcalan’ın Nairobi’de yakalanması esnasında, Yunanistan Hükümeti adına onun koruması olarak yanında bulundu. Bu rolü, Apo’nun Suriye’den çıkarılmasından sonra Yunanistan-Rusya-İtalya-Kenya yollarında dolaştırılmasında da devam ediyor.
Kalenderidis, “Öcalan’ın Teslimi” adlı kitabında PKK-Yunanistan ilişkileri konusunda önemli bilgiler veriyor.
Öcalan’la Roma’da görüştü
Savas Kalenderidis, 9 Aralık 1998’de Roma’da Yunan Meclis Başkan Başkan Yardımcısı Panayotis Ziguridis ve Albay Naksakis’le birlikte Öcalan’la gizli bir toplantıya katıldıklarını, toplantı sonrasında da Yunan Dışişleri’ne bir rapor sunduklarını belirtiyor.
9 Aralık 1998 Çarşamba günü Yunan Meclis Başkan Başkan Yardımcısı Panayotis Ziguridis, Kalenderidis’i ofisine çağırıyor. Aynı günün akşamı Ziguridis’in bürosunda buluşuyorlar. Ziguridis, Kalenderidis’i Dışişleri Bakanı Pangalos’un emriyle, İtalya‘ya giderek Öcalan’la görüşmesi gerektiğini, bu ziyaretin çok önemli olduğunu belirtiyor. Öcalan’la konuşacağı konuların güvenilir bir tercümanla, hiçbir yanlışa ver vermeyecek bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini de ekliyor. Hazırlıklar yapılıyor. Ziguridis, Kalenderidis ve Naksakis (EİP’le yakın ilişkileri olan Emekli Albay) Şeytan Sokağı’nda misafir edilen Öcalan’la görüşme üzere Roma’ya gidiyor.
Öcalan-Ziguridis görüşmesinde konuşulanların hepsi Kalenderidis tarafından not edildikten sonra bir rapor haline getiriliyor ve Ziguridis’in imzasıyla Dışişleri Bakanı Teodoros Pangolos’a sunuluyor. Burada mutabık kalınan konularda aralarında bir sözleşme imzalandığı da PKK’lı Kani Yılmaz’ın ifadelerinden anlaşılıyor. Kani Yılmaz, Kalenderidis’e şöyle söylüyor: “Ziguridis’le buluşacağım. Roma’da yapılan sözleşme temelinde onunla tartışacağım.”
Kalenderidis, Kürtlerin ayrı devlet kurma davasına inanıyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sona yaklaştığına ilişkin görüşler öne sürüyor. Yunanistan’ın Öcalan’ı yarı yolda bıraktığını düşünen Kalenderidis, Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinden sorumlu tuttuğu Yunan politikacıları tarihe havale ediyor.
İşte Şeytan Sokak’ta Öcalan’la görüşmenin notları
Yunan Dışişleri’ne gizli Öcalan raporu
Dışişleri Bakanı Sayın Teodoros Pangolos’a Atina, 21 Aralık 1998
A.Ö (Abdullah Öcalan) ile görüşme, 11 Aralık 1998 tarihinde sabah saatlerinde kaldığı evde gerçekleşti ve 2,5 saat sürdü. Aslında A.Ö, Şam’dan Roma’ya olan yolculuğunu ve aradaki Atina, Moskova duraklarıyla ilgili yol haritasını anlattı. Atina’yı ilk durak olarak seçmesinin nedenini açıkladı. O sürede zaten Irak Hükümetiyle anlaşmalı olarak, parti karargahı Kuzey Irak’a yakın ve güvenilir bir yere nakledilmişti. A.Ö, Irak’a geçmeden önce, alternatif çözümler çerçevesi içinde, 7 Ekim 1998‘de Şam’da Baduvas onu ziyaret ediyor. Çünkü Atina’ya gelişinin planı tartışılıyor. 8 Ekim 1998’de Baduvas ona Atina’da her şeyin tamam olduğu ve gelebileceği garantisinde bulunuyor. 9 Ekim’de Elliniko Havaalanı’nda bulunmasının nedeni buydu...
Tercih ettiği ülkeyi göstersin
Kendisine, Yunan Hükümeti’nin onun şahsına verdiği değer ve Kürt sorunundaki politik duruşundan bağımsız olarak; olayların oldu bittiye getirilen baskılar altında ve şartlarla ilgili hükümete üzerinde çalışması için zaman verilmeden, uygun çözümler bulunmasına olanak sağlayacak ciddi kararlar almasının imkansız olduğu açıklandı. Fakat, olayların gelişiminde seçilen yöntemlerin, onun Atina’ya kadar gelmesinden bağımsız olarak, Yunan Hükümeti kendisine şu çözümleri önermişti:
-Suriye Havayollarının aynı uçağına binip İsveç’e devam etmeli,
-Bize tercih ettiği bir ülkeyi göstersin, onu biz oraya nakledelim.
-Bize tercih ettiği bir ülkeyi göstersin, onu biz oraya nakledelim.
Daha sonra, İtalya’da oturumu ve siyasi ilticası için dilekçe verilmesi ve mahkeme işlemleri (uluslararası mahkeme) konuları tartışıldı. İşin özünde, uluslararası mahkemede Kürt sorununun uluslararası hale gelmesini ve Türkiye’nin gerçek politikasını deşifre etmek istiyordu. Kürt sorununda uluslar arası sempozyumun gerçekleştirilmesi için Yunanistan’ın desteğini istedi.
PKK kadrolarının Avrupa’daki diplomatik çabalarını anlattı. Avrupa’daki iki aylık dönemi boyunca, kürt sorunu yirmi yıllık mücadelesinin getirdiklerinden daha büyük yol katetti. Diplomasi bakımından, yetenekli ve tecrübeli iki diplomat görevlendirmede Yunanistan’ın dayanışmasını istedi. Bu diplomatların biri ABD, biri de AB’nde görevlendirilecek. Diplomatlar danışmanlar olarak diplomatik görevlerde bulunacaklar. Bu konunu acilliği var. Politik bölümde, Türkiye’nin iç cephesinde A.Ö, HADEP’in duruşundan memnun. Gelecek milletvekili ve belediye seçimlerinde HADEP’in Kürdistan’da birinci parti olarak çıkacağını, ayrıca bütün Türkiye’den, Türk devletinin şiddetli tepki ve sınırlama koymasına karşın, iyi oy alacağını belirtti.
Özetlersek , AÖ, bizim taraftan şunları istedi:
* Bütün uluslar arası düzeyde Kürt sorununun uluslar arası hale gelmesi amacıyla politik destek.
* Kendisine siyasi iltica verilmesi için gereken bütün konularda İtalya’ya destek sağlanması. Ben buna şunu da katıyorum, şimdi Türkler silahları ısmarlamayı iptal ettiler, biz İtalyadan bazı silah alımı girişiminde bulunabiliriz.
* Kendisine siyasi iltica verilmesi için gereken bütün konularda İtalya’ya destek sağlanması. Ben buna şunu da katıyorum, şimdi Türkler silahları ısmarlamayı iptal ettiler, biz İtalyadan bazı silah alımı girişiminde bulunabiliriz.
Diplomasi desteği. ABD ve AB’nde danışman olacak iki diplomatın verilmesi önerisi.
Kürt hareketinin kadrolarına, yönetimsel işlemler biçiminde destek sunmak. (İltica verme, oturum, havaalanlarından geçiş, ülkeye giriş vb.)
İtalya ile anlaşarak Yunanistan’ı ziyaret etmesi ve kısa bir dönem özel tedavisi nedeniyle kalabilmesi.
ABD’ye Ortadoğu bölgesinde onlarla çalışmak talebini dolaylı yollardan bizim bildirmemiz önerisi.
Kürt hareketinin kadrolarına, yönetimsel işlemler biçiminde destek sunmak. (İltica verme, oturum, havaalanlarından geçiş, ülkeye giriş vb.)
İtalya ile anlaşarak Yunanistan’ı ziyaret etmesi ve kısa bir dönem özel tedavisi nedeniyle kalabilmesi.
ABD’ye Ortadoğu bölgesinde onlarla çalışmak talebini dolaylı yollardan bizim bildirmemiz önerisi.
Anadolu’ya değil Avrupa’ya bakmalı
Benim görüşüme göre, herkesin çabasının Kürt sorununun siyasileştirilmesi ve uluslar arası hale getirilmeye yönelik olması gerektiği anlayışı vurgulandı. Kendisi geçmişe dönmeyi kapamalı ve Avrupa’ya bakmalıdır. Anadolu’ya doğru değil. Tarafımdan onun bulunduğu dönem ile Arafat’ın bulunduğu dönemin benzerliği belirtildi. Ayrıca, ona kişisel görüşüm olarak, gelecekte ABD tarafından kesinlikle tanınacağı ve Kürt halkının temsilcisi, resmi muhatabı olarak alınacağını da vurguladım.
Apo’nun kendisinde, Avrupai bakış açısının geliştirilmesi ihtiyacı göründü. Bundandır ki, belki de bizim görüşmemizin ardından İl Manifesto ve diğer yayın organlarına “meşhur demecin” verilmesi gerçekleşiyor. Demecinde, ‘eğer Kürt sorununun çözümüne yardım edecekse, görevinden ayrılabileceğini’ belirtiyordu.
Sonuç olarak Öcalan’ın PKK ve Kürt sorunundaki stratejisi, benim değerlendirmeme göre, mücadelenin şu cephelerde verileceğini gösteriyordu;
Kürt sorununu uluslararası duruma getirme ve Kürt sorunu için uluslar arası bir konferansın gerçekleştirilmesi.
1. Kürt Ulusal Meclisi’nin toplanması ve buna bütün Kürt parti ve örgütlerinin katılmaları.
Kürt kimliğinin tanınması ve Türkiye’de bunun Anayasa’da yazılı hale getirilmesi.
Silahlı gücün, Türkiye’ye karşı bir pazarlık silahı olarak korunması, öyle ki Güney Kürdistan’da (Kuzey Irak) İran, Suriye ve diğer yerlerde değeri olan bir muhatap sayılması ve egemen olması.
1. Kürt Ulusal Meclisi’nin toplanması ve buna bütün Kürt parti ve örgütlerinin katılmaları.
Kürt kimliğinin tanınması ve Türkiye’de bunun Anayasa’da yazılı hale getirilmesi.
Silahlı gücün, Türkiye’ye karşı bir pazarlık silahı olarak korunması, öyle ki Güney Kürdistan’da (Kuzey Irak) İran, Suriye ve diğer yerlerde değeri olan bir muhatap sayılması ve egemen olması.
PKK’nın iç yapısında, APO’nun kişiliği çevresinde büyük oranda birleşilmektedir. ARGK’nin askeri yöneticileri liderlerine direkt desteklerini ifade ediyorlar. Bu bize şu yorumu yapmayı mümkün kılıyor; Apo Türkiye’de ve Kürdistan’ın bütün parçalarında Kürt sorununun gelişimini belirleyecek kişidir.
Yunanistan’la ortak hareket etme konusunda fırsatçı değil, ama stratejik olarak derin inanç ve güveni olduğunu düşünüyorum. Çünkü, bu Türkiye’nin bölgedeki egemenliğini sona erdirecek ve bölgenin diğer halkları için pozitif bir değişiklik için tek fırsattır. Görüşmede Albay Naksakis ve Türk Dili’ne çok iyi hakim olan tercüman bulundular.
ZİGURİDİS
ZİGURİDİS
‘ABD planları için bizden aracı olmamızı istedi’
(...) Amerikan planlarının Kuzey Irak’ta uygulanmasının zayıflığını belirtti. Bizden, Amerikalıların planlarını uygulamayı PKK’ya vermeleri için aracı olmamızı istedi. Bu partinin bunu yapacak tek güç olduğunu belirtti. Daha sonra, PKK’nın şu anda Suriye, Irak ve İran ile ilişkilerinin oldukça iyi olduğunu, bunun da ARGK’nın (PKK’nın o dönemki silahlı gücü) savaşçı kuvvetini devam ettirmesini sağladığını anlattı. 1 Eylül geçici ateşkes devam ettiriliyor. İran ve Kuzey Irak bölgesinde PKK’nın 6. Kongresinin yapılması çalışmaları devam ediyor. Kongreye Yunanistan’dan resmi olmayan gözlemci de davet edildi.
Kuzey Irak’a yığınak
Öcalan’a göre ARGK, Kuzey Irak (Güney Kürdistan) ve Türkiye’de askeri hareket yapmak için büyük bir yığınak teknolojik va silah donanımı sonrası Türk Ordusuna darbeler vuracak durumda olacaktır. İçte ve dünyadaki gelişmeler, Kürt sorununun gidişatına bağlı olarak gelişecektir. ARGK’nın vurucu gücünün çoğaltılması için, Yunanistan’dan gerekli destek istedi. Amerikan tarafının duruşlarıyla ilgili değişme olduğunu ve bu mesajı aldığını belirtti.
Somut olarak Norveç Dışişleri Bakanlığı, Kürt sorununda bir çözüm bulunması konusunda ERNK ile ortak çalışmayı kabul etti. Bu duruş ise, Amerikan görüşlerinden ve niyetinden çıkıyor. Norveç’in İsrail-Filistin’de barışçıl girişimleri, Kıbrıs sorunu ve diğerleri göz önüne alınırsa, durum anlaşılıyor. Aynı zamanda Kennedy ailesinden biri ve Bayan Mitterand da gelecek günlerde onu ziyaret edecek. (Bunlar olmazsa, sanıyorum bu sorunları yeraltından ilerletmemiz gerekli.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder