7 Şub 2012

KATİLLER İNDİRİM PEŞİNDE!


Tahrik indirimi gündemde
Kadın katiline yargı koruması
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi Ayşe Yılbaş, 22 Şubat 2008’de, çalıştığı hastanede boşanmak istediği eşi Astsubay Hüseyin Güneş Özmen tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Vücuduna 12 kurşun isabet eden Ayşe’nin bebeği henüz bir buçuk yaşındaydı. Ayşe ve annesi, ölüm tehditleri nedeniyle birçok kez şikâyetçi olmuşlardı. Özmen, Ayşe’ye “Seni bir cuma günü öldüreceğim” demişti. Özmen’in tutuklu bulunduğu Kasımpaşa Askeri Cezaevi’nden gelen disiplin kurulu raporunda, sanığın akıl hastası raporu almak için çabaladığını söylediği belirtildi. Mahkemeye aylar sonra ulaşan Adli Tıp Raporu’na göre Özmen’in cezai ehliyeti tamdı. Özmen, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve 28 Temmuz 2009’da“tasarlayarak kasten öldürme”suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm oldu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Şubat 2011’de bu kararı bozdu. Cinayetin planlı olduğunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmadığı, sanığın öldürme kararını ne zaman verdiğinin kesin olarak belirlenemediği belirtildi. Sanığın, TCK’nin 821-d maddesine göre cezalandırılması gerektiği belirtildi. Yeniden görülecek davada, sanığa tahrik indirimi uygulanması gündeme gelecek.
Planlı cinayete tutuksuz yargılama

Sınıf öğretmeni Esin Güneş (25), Ağustos 2010’da Siirt’te eşi Güven Güneş’in götürdüğü piknik alanının yakınındaki parmaklıkla çevrili uçurumdan düşerek yaşamını yitirdi. Esin, ölümünden 12 gün önce tartıştığı eşini terk edip ailesinin yanına gitmişti. Öldüğü gün, saat 15.30’da ablasına mesaj gönderip dışarı çıkamadığını söyledi ve annesinin eşiyle konuşmasını istedi. Telefonla Güven Güneş’i ikna edemeyen anne, hemen kızına koştu ancak evde kimseyi bulamadı. Daha sonra ölüm haberini aldı. Esin’in eşi, “Ayağı takıldı ve düştü”dedi. Güven Güneş ve çifti uçurum alanına götüren taksici Beşir Üzüm hakkında “kasten adam öldürmek”suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıklar, Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanıyor. Davayı takip eden avukat Gökçesu Özgül, “Düştüğü yer iki etaplı. İlk basamaktan ikincisine tek başına düşmesi imkânsız. Tırnaklarında 3. erkeğe ait DNA örnekleri var. Adli Tıp raporu, sanığın güvenlik görevlisi olduğu hastaneden alınmış. Esin’in evi terk ettiği gün yani ölümünden 12 gün önce, Güven Güneş ve arkadaşı Beşir Üzüm’ün telefonları bir saatten fazla uçurumun olduğu yerden sinyal vermiş. Esin’in cep telefonu taksinin torpido gözünde bulundu. Ortada tasarlanmış bir cinayet var” diyor.

Hukuk skandalı işlendi
Ankara 16. İcra Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü Nejla Yıldız (40), sabah işe gitmek için Akdere’de otobüs durağında beklerken, kızının eski erkek arkadaşı olan Gazi Baltacı (22) tarafından 20 Ekim 2010’da bıçaklanarak öldürüldü. Yıldız, Büro Emekçileri Sendikası işyeri temsilcisiydi. Baltacı, Yıldız’ı, kızını ve ailesini, evlerinde ve işyerleri olan adliyede bile ölümle tehdit etmişti. Olaydan bir ay önce ifadesi alınıp serbest bırakılan Baltacı hakkında, cinayetten 4 ay sonra“basit yaralama” ve “tehdit”suçlarından dava açıldı. Yıldız’ın, ölümünden 14 ay sonra görülecek davaya çağrılması hukuk skandalı olarak tarihe geçti. Cinayet soruşturması ise aylar sonra tamamlandı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden gelen raporda, Baltacı’nın akıl sağlığının yerinde olduğu bildirildi. Dava, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Yıldız ailesinin avukatı İlke Işık Sağdıç,sanığın ‘deli’ numarası yaptığını, hiçbir soruya yanıt vermediğini ifade ediyor.

Haksız tahrik indiriminin başka kadın cinayetlerine yol açacağına dikkat çekiliyor
Katil indirim peşinde

© Şubat ayı boyunca, eşlerini öldüren erkeklerin yargılanmalarına tanık olacağız. Bu davaların takipçisi olan kadın hakları savunucuları cinayetlerin planlı olduğuna, haksız tahrik indiriminin başka cinayetlere yol açacağına vurgu yapıyor.
HİLAL KÖSE
Ayşe Yılbaş, Zeynep Yılmaz, Esin Güneş, Gülay Yaşar, Necla Yıldız, Ezgi Köseoğlu adlı bu kadınlar, ayrılmaya çalıştıkları eşleri tarafından şiddet gördüler ve öldürüldüler. 6 annenin katili, şubat ayı boyunca mahkemede, haksız tahrik indirimi için ter dökecek. Mart ayında ise öldürülen Rengiye Mersinli, Şefika Etik, Eylem Aktaş Ünalın davası var. Bu davaların takipçisi olan feministler ve kadın hakkı savunucuları, cinayetlerin planlı olduğuna, haksız tahrik indiriminin başka cinayetlere yol verdiğine dikkat çekiyor.

Kadını hedef alan şiddet olayları her geçen gün artarak devam ediyor
Şiddet mağdurları yok yere hayatlarından olurken,
zanlılar ceza almamak için adalet sistemindeki
zaaflardan yararlanmaya çalışıyor.
Hamileyken şiddet gördü
Zeynep Yılmaz (31), birlikte yaşadığıNecmettin Alkan tarafından 27 Nisan 2011’de 17 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Çocuğunu göstermediği için Zeynep’i öldürdüğünü söyleyen Alkan, 24 Şubat’ta “kasten öldürme”suçundan yargıç karşısına çıkacak. Alkan, Zeynep’i kandırıp götürdüğü evinde, 15 gün zorla alıkoydu. Zeynep, evden kaçtı ancak bir süre sonra hamile olduğunu öğrenince birlikte yaşamaya başladılar. Hamileliği sırasında şiddet görmeye başladı. Çocuğunu da alıp, Alkan’ı terk etti. İki ayrı savcılığa suç duyurusunda bulundu ancak şikâyetini geri almak zorunda kaldı. Alkan, 2010 yılı Nisan ayında, dövüp evden kovduğu Zeynep’in karşısına bir yıl sonra, dükkân açma teklifiyle çıktı. Zeynep, Alkan’la buluştu. Ailesinin bütün gece aradığı Zeynep’in cesedi, ertesi gün 17 yerinden bıçaklanmış olarak Arnavutköy Boğazköy’de bir ağacın dibinde bulundu.
11 kez koruma talep etti
Gülay Yaşar, 17 Temmuz 2011’de bir buçuk ay önce boşandığı eşi Muhittin Özücoşkun tarafından tehdit edildiği için Etiler Şehit Naci Soydan Merkez Amirliği’ne korunma talebiyle başvurdu. Eski eş, Gülay’ı zorla evliyken oturdukları eve götürdü. Aynı gece evin penceresinden düşerek ağır yaralanan Gülay, 3 Eylül 2011 günü hayatını kaybetti. Gülay öldükten 11 gün sonra, koruma talep ettiği bilgisiyle birlikte dosyası savcılığa gönderildi. Eski eş hakkında “tehdit” ve “hakaret”suçundan açılan dava İstanbul 29. Sulh Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Aile, Gülay’ın 11 kez koruma talep ettiğine dikkat çekerek, sanığın“kasten öldürme” suçundan yargılanmasını istiyor.
Boşanmak istedi, kocası vurdu
Ezgi Köseoğlu (22), çocuklarını görmek umuduyla buluştuğu, boşanma davası açtığı eşi Mehmet Köseoğlu tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. İki çocuk annesi olan Ezgi, bir yıl önce şiddet nedeniyle eşini terk edip Adıyaman’daki ailesinin yanına yerleşmişti. Mehmet Köseoğlu, 21 Ağustos 2011’de Ezgi’yi arayıp,“çocuklarını göstereceğim” diye çağırdı ve bir yakınının evine götürdü. Burada, Ezgi’nin kafasına 4 el ateş edip öldürdü. “Kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Mahkemede ruh sağlığı bozuk biri gibi davranan sanık, cinayeti planladığını söyledi. Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden gelen raporda sanığın akıl hastası olmadığı ifade edildi. Mahkeme, duruşmadaki tavırları nedeniyle sanığı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. Ezgi’nin babası ise “Sürekli kızımı tehdit ediyordu. Hasta olduğuna inanmıyorum” diyor.
Cinayet önceden planlanarak işlendi
Rengiye Mersinli (46), Bartın’da Haziran 2011’de boşanma davası açtığı kocası tarafından, ilköğretim öğrencisi iki kızının yanında 3 kurşunla öldürüldü. 4 çocuk annesi Rengiye, eşinin tehditleri nedeniyle koruma talep etmişti. Yaz tatilinin başlaması nedeniyle boşanmak üzere olduğu eşini arayan Rengiye, çocuklarını görmek üzere alabileceğini söylemişti. Hasan Mersin’li eve girer girmez Rengiye’yi kurşun yağmuruna tuttu. Çocuklarını göremediğini ve eşinin başkasıyla ilişki yaşadığını iddia eden sanık, Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. 13 Ocak’taki son oturumda ifadesi alınan ailenin büyük oğlu, babasından şikâyetçi oldu. Acılı kız kardeş Nuray Demirel, Hasan Mersinli’nin bir hafta önce köye gelip yolda keşif yaptığını ifade ederek, “Virajda hız denemesi yaptı. Bu cinayet planlandı. Cinayetten sonra virajı hızla dönerek kaçtı”demişti.
20 darbeye ‘bir anlık öfke’ savunması
Şefika Etik, (38) 6 Ekim 2011’de sığınma evinden alındıktan kısa bir süre sonra Manisa’da kocası İbrahim Etik’in 20 bıçak darbesiyle katlettiği iki çocuk annesi... Sırtına saplanan bıçakla yerde yatan cansız bedeninin manşet olan fotoğrafı günlerce konuşuldu. İbrahim Etik, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk oturumunda “İki kere affettim ama kıymetini bilemedi” dedi. 16 ve 18 yaşındaki oğulları ve sanığın yakınları,Şefika’nın kocasını aldattığını ileri sürdüler. Davayı izleyen Filiz Karakuş,Şefika’nın sığınma evinden öldürülmek üzere alındığını dile getiriyor. Cinayetten bir gün önce bir bidon benzin alındığına, ailenin ağabeyin evinde toplandığına dikkat çekiyor. Şefika’nın haksız tahrik indirimi için ortaya atılan iddialarla yeniden öldürüldüğünü söylüyor. Avukat Meriç Eyüboğlu da “Sanık cinayeti tasarlamadığı ve anlık öfkeyle yaptığı kurmacasıyla savunma yapıyor” diyor.
Katil koca tahrik indirimi istiyor
Eylem Aktaş Ünal’ın (30) cesediAdana’da Gürselpaşa Mahallesi’nde portakal bahçeleri arasında bırakılan otomobilde bulundu. Vücuduna 6 kurşun sıkılan Eylem’in 14 yıllık eşiMuhammet Ünal, cinayeti itiraf etti. Polisteki sorgusunda “Oğlum senden değil deyince, kendimi kaybettim” dedi. Eylem’in ailesi ise kızlarının eşinden şiddet gördüğü için boşanmak istediğini söylüyor. Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Muhammet Ünal ve arkadaşları Murat Kurç, Sinan Gültutuklu yargılanıyor. Arabayı kullandığı iddia edilen sanığın arkadaşı Kenan Gülise firari sanık. Ailenin avukatı Türkan Eşli, “Tahrik indirimi için uğraşıyorlar. Biz de ortada tasarlanmış bir cinayetin olduğunu anlatıyoruz.”





Hiç yorum yok: