29 May 2012

Komisyon masasına bırakılan insan onuru


Dünkü Rota’yı okumadıysanız, okumanızı dilerim. Orada milli devletin olmadığı yerde, insan haklarının ancak milleti kandırmak için kullanılan bir süs olacağı anlatılıyor.
O nedenle toplumun özgürlüğünü ve refahını hayata geçirecek ve insan onurunu güvence altına alacak bir anayasal düzenin temeli, milletin egemenliğidir. Veya halk egemenliği de diyebilirsiniz.
Birincisi daha ideolojik vurgulu, ikincisi daha gerçekçi bir kavramdır. Elbette ikisi de, demokratik devrimlerin sistemi içindedir.
Ne kadar milli egemenlik O kadar insan onuru!
Milli egemenliği hem dışa dönük hem de içe dönük cephesiyle tasfiye edenlerin yakasına buradan iki elimizle yapışıyoruz. Ve onların “insan onuru” düzenbazlıklarını buradan milletimizin gözünün önüne seriyoruz.
Milli egemenlik, dışa karşı bağımsızlıktır. Bağımsız olmayan bir milletin bireylerinin ne hakkı olur, ne de onuru! Bu, çağdaş anayasa teorisinin birinci ilkesidir. Sizin terk ettiğiniz temel ilke!
İkincisi, milli egemenlik, iç cephede derebeyliğin, ağalığın, aşiret ilişkilerinin, şeyhliğin, tarikat ve cemaatlerin temizlenmesidir. Eğer Türkiye’de insan onuru olacaksa, öyle milleti aldatan süslü laflarla olmaz.
İnsan onurunun temeli
Komisyonun çağdaş CHP’li üyeleri, insan hakları bölümünün en başına, “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz” diye yazdırabiliyorlar mı, işte o zaman bu millet o anayasanın içinde insan onuru bulma ümidini taşıyabilir.
Ve siz Anayasanın Temel Haklar bölümünün ikinci maddesine, toprak ağalığının kökünü kazıyacak bir Toprak Devrimini yazabiliyor musunuz, o zaman sizin insan onurunu hayata geçirme muradında olduğunuzu düşünebiliriz.
Saçlarından sürüklenen insan onuru
Siz hangi insan onurundan söz ediyorsunuz?
- Ortaçağ kuyularında saçlarından tutulup sürüklenen kadının onurundan mı?
- Köylüyle birlikte alınıp satılan marabanın ve yanaşmanın onurundan mı?
- Tarikat ve cemaatlerin pençesi altında kıvranan müritlerin onurundan mı?
- Aşiret reisinin fedaisi ve hizmetkârı olanların onurundan mı?
- Yoksa şehirlerde merdiven altlarında Ortaçağ koşullarında çalıştırılanların onurundan mı?
Ey Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyeleri!
İnsan onuru, köyde ve kentte Ortaçağ kurum ve ilişkilerinden kurtulmaktır ve başka bir şey değildir.
Oysa siz, Ey Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri, tarikat ve cemaat şeyhlerinin masasına zincirlenmişsiniz ve kendi onurunuzu bile tehlikeye atmışken, bu milletin yurttaşlarına onur kazandırmak iddiasındasınız!
Ayak altına itilen milletin insanlarının onuru
Gelelim MHP’ye ve hâlâ bağımsızlık gibi Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı olan CHP’lilere;
- Siz uluslararası antlaşmaları Anayasanın üzerine koyarak, hangi insan onurunu kurtaracaksınız?
- BOP Eşbaşkanlığını kurumlaştıran bir anayasa düzeninde, devletsiz kalan yurttaşın onurunu da dışarıdan mı ithal edeceksiniz?
- CIA denetiminde Oslo ve İmralı’da yazılmış bir anayasada, hangi millet olacak ki, o milletin yurttaşlarının onuru olsun?
- Ülkenin ve milletin bölünmesini şu veya bu kisve altında anayasalaştırdıktan sonra, onurlu insanı şehit mezarlıkları ve hapishaneler dışında nerde bulacaksınız?
- Adı bile Anayasadan silinen bir milletin yurttaşlarının onurunu hangi çöplükten toplayacaksınız?
Onursuz başlangıç
İçinde yurttaş onuru bulunmayan bir Anayasanın yazılmasına, “insan onuru” düzenbazlığıyla başlanmıştır.
Samimi olun, eğer sizler gerçekten insan onuru istiyorsanız,
- Anayasanın yazımına milli devletle başlarsınız.
- Devlet egemenliğinin üzerine konan “uluslararası” egemenlikleri anayasadan sileceğinizi ilan ederek, kolları sıvarsınız.
- Tarikat ve cemaatleri yasadışı ilan eden Cumhuriyet Devrimi Yasalarını, Anayasanın en başına oturtursunuz!
O zaman insan onuru ve insan hakkı olabilir!
Ama sizi daha en başından insan onurunun bulunmadığı bir çıkmazın içine ittiler!
Cemaatlerle diz dize onurlu anayasa!
Sizler CHP ve MHP’liler!
BOP Eşbaşkanlarıyla, ABD’nin Sözleşmeli Personeliyle, bölücülerle, cemaat ve tarikat mensuplarıyla oturup, diz dize anayasa yazacaksınız ve o anayasanızda “insan onuru” olacak!
Yaptığınız iş, milleti aldatmaktır!
Anayasada insan onuru olması için, Anayasayı yazanların kendi onurlarına sahip olmaları gerekiyor.
Tarikat ve cemaatlerle diz dize anayasa yapmaya kalkanlar, milletin onurunu kurtaramayacakları gibi, o masadan kendi onurlarını da bırakarak kalkarlar.

Hiç yorum yok: