Amacım bir kitap mı tanıtmak, yoksa tarihsel bir izdüşümle bugün siyaset sahnesinde olup bitenlere ayna mı tutmak? Yoksa her ikisi de mi? Ona okurlar karar versin, biz konuya girelim…
Cem Yayınevi, yılların yayınevi; 70’li yılların göz doldurucu yayınevi olarak yazın dünyasına önemli eserler ve yazarlar kazandırdı. Şimdilerde adını yeniden duyuyorum. Cem Yayınevi’nden çıkan bir de kitap var elimde… “Yavuz Selim’in Akıl Babası İDRİS-İ BİTLİSİ” ;gençlik yıllarımdan ve Şişli Siyasal’dan da arkadaşım, şimdi Yurt’ta da birlikte olduğumuz Necdet Saraç’ın imzasını taşıyan kitaptan söz etmeden önce yayınevine bir-iki önerim olacak. Kitabın künyesi yok… Editör kimdir, redaksiyonu ve düzeltiyi kim yapmış?.. Kültür Dizisi’nin kaç numaralı kitabıdır bu kitap, yayınevinin ya da dizinin genel yayın yönetmeni kimdir? Bir eleştirim de arka kapağa; çok boğulmuş, yazarın bir kullanılabilirdi özgeçmişiyle birlikte… Üst başlığa çıkan “akıl babası” da Türkçede yerleşmiş bir kalıp olarak “akıl hocası” olabilirdi.
Necdet Saraç, 1980 sonrasında Almanya’da süren yaşamıyla birlikte kendisini Alevi araştırmalarına veren, Alevi kuruluşlarında yöneticilik, gazetecilik-televizyonculuk yapan ve Yurt’tan önce Birgün’de yazan bir kalem. İdris-i Bitlisi’yi incelediği kitap üçüncü kitabı. Saraç, bu incelemesinde İdris-i Bitlisi’yi mercek altına alıyor ve farklı okumaları vererek kendi penceresinden yorumluyor onu. Yani, Alevilerin penceresinden… Kaynakça’ya göre kitap hazırlanırken 19 kitap incelenmiş, 10 gazete ve dergideki makalede yararlanılmış ve 17 internet kaynağına başvurulmuş. Kaynakçası ve dipnotlarıyla bir gazeteci çalışması olarak konu hakkında doyurucu bir materyal sunuyor kitap.
Evet, İdris-i Bitlisi bazı Kürtlere göre “büyük diplomat”, hatta bazılarına göre de “Kürtlerin Nizam-ı Mülk”ü… Kimi Kürtlere göre ise “iblis”, “taşeron” ve “Kürtlerin devlet olamamasının en büyük nedeni”.
Resmi Osmanlı tarihine ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’nın yyaınladığı kitaplara göre de “ülkeye hizmet eden değerli bir kişi”.
Peki, Alevilerin penceresinden bakıldığında nasıl gözüküyor İdris-i Bitlisi?.. Bu soruyu Saraç şöyle yanıtlıyor:
“Aleviler açısından ise İdris-i Bitlisi, yazdıklarıyla ve yaptıklarıyla Osmanlı katliamlarına meşruiyet kazandıran, on binlerce Alevinin/Kızılbaş’ın kılıçtan geçirilmesini sağlayan büyük bir zalim… O, aynı zamanda 16. Yüzyılın ilk yarısında Anadolu’nun Sünnileşmesinde ve sonrasında Sünniliğin kurumlaşmasında ciddi rol oynamış, ‘fetvalar, fermanlar ve kitaplar’ aracılığıyla yüzlerce yıldır devam eden Kızılbaş düşmanlığını Osmanlı sarayı penceresinden kaleme alan Hamza Efendi, İbn-i Kemal ve Ebussuud gibi ulemanın en önünde olan birkaç kişiden biridir… O, Yavuz Selim’in ‘akıl babası’dır…”
Necdet Saraç, kitabın “Sonuç Yerine…” başlıklı bölümünde İdris-i Bitlisi’nin zamanında aldığı tavrın ve verdiği fetvaların nelere yol açtığını; Alevileri nasıl iktidar çeperinden ve kentlerden uzaklaştırılarak tasfiye edildiğini ortaya koyuyor.
Gelelim, girişte kurduğum cümleye… Bu kitabı incelerken aklıma hep bugünler geldi… O günlerde yaşananlar ve bugünkü çağrışımları… Ya da tersi… Bugünlerin devlet-hükümet-Kürt siyasetiyle o günkü çağrışımları… PKK-BDP’nin AKP Hükümetiyle dansında oynadığı rol, ‘Sünni Blok’ girişimi,“Şafii” tavır ve ‘İslam kardeşliği’ yaklaşımıyla ortaya çıkan tablo ile 16. Yüzyılın başlarındaki Yavuz Selim-Şah İsmail savaşı ve sonrasındaki tablo çakışıyor mu dersiniz?
Meseleye ve dolayısıyla Necdet Saraç’ın kitabına bu gözle bakmak yararlı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder