Dün bu zatı izledikten sonra gerçekten cehaletin ayağa
kalkıp yürüdüğünü gördüm. Resmen adam ekrana çıkmış bu da oldu dedirtecek
açıklamalar yapıyor.
İşte açıklama
“Bu noktada kaçırdığımız çok önemli bir ayrıntı var. Allah,
insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. Günahsızlık talep etme hakkı
vermemiştir. Af dileme hakkıyla günah işleme özgürlüğü vermiştir. Hz. Peygamber
günahları açan değil örtücü olan bir rahmet geleneğinin mimarıdır.
17 Aralık'ın felsefi boyutu konuşulmadı. 17 Aralık'la
insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildi. Günahları ortaya saçarak
Allah'ın hududuna müdahale ediliyor.”
Bakanların evlerine doldurdukları ve hesabını şimdilik
veremedikleri milyonlarca liranın günah işleme özgürlüğü içinde olduğunu ve
buna müdahale edildiğini söylüyor. Dine yalan söyletiyor.
Bu iktidarın bana yaptığı tek iyilik Yaşar Nuri Öztürk, Eren
Erdem, İhsan Eliaçık, Zekeriya Beyaz,Turan Dursun, Muhammed İkbal gibi değerli
insanların kitaplarını okuma anlama ve değerlendirmeye teşvik etmesidir. Çünkü bizi
Allah ile aldatacaklarından emindim.(Geçmişte yaptıkları gibi)
Şimdi ben bu zata kurandan yanıt vereyim.
Lukman suresi 33, Fâtır suresi 5 ve Hadid suresi 14. Ve bu
tabiri kullanırken söylediği aynen şudur: “Dikkat
edin, sizi aldatan sakın Allah ile aldatmasın!”.
Doğru İnsanı günahlar değil, riya batırıyor. Mahveden bela
günah değil, riyadır.
Kur’an, günahın her geçtiği yerde Allah’ın rahmet ve merhametini
anarken, riyanın her geçtiği yerde azap, tehdit ve hüsranı anmaktadır. Hz.
Peygamber’e yöneltilen şu hitaba bakın:
“Yemin olsun, sana ve senden öncekilere şu
vahyedilmiştir: Eğer şirke düşersen, eylemin/üretimin/ibadetin
kesinlikle işe yaramaz hale gelir ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.”
(Zümer suresi, 65)
Kur’an’a göre, riya,
şirkin en tehlikeli ve namert şeklidir.
Bu insanlar halk adına halkı yönetmek için devletin en üst kurumunda göreve
gelmişlerdir ve ellerinden geçen her kuruş kamunun dur. (Maaşları dahil) Şeffaf
bir şekilde kamuyu aydınlatmak ve bilgilendirmek zorundadırlar.(Yakalandıktan,
basıldıktan sonra değil)
Kamu hırsızlığını günah sınıfına sokmak Allah’a, kitaba karşı
gelmektir. İnanın bu ahmakça açıklamalar insanların dinden nefret etmelerini
hızlandırıyor ve bu nefret hem ülkeyi felakete götürüyor hem de dinimize,
ruhsal hayatımıza kötülük ediyor.
Okuma oranının çok düşük olduğu bir ülkede yukarıdaki
açıklamanın insanlara nasıl bir mesaj verdiğini düşünelim.
“Çalabilirim, yakalanmazsam bu benim günah işleme özgürlüğüm
olur. Yakalanırsam mahkemede günah işleme özgürlüğüme zarar verildiğinden
tazminat davası açıp kazanabilirim.”
Kısaca riya, çıkarcılık, kamu hakkı talanı o hakların ait
oldukları yere ulaşmasına bir biçimde engel olmak ve bu olanlara göz yummak,
seyirci kalmak, yapılanları dinle aklamaya çalışmak Kuran’ın asla bağışlamadığı
GÜNAH' lar dan değil yasaklar dandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder