2 Şubat Pazar günü, Galatasaray-Bursaspor maçından sonra, bir televizyon kanalında gezinip dururken, birinde gördüğüm birkaç saniyelik görüntü beni zıng diye durdurdu. Çarpıcı bir film olacağını hissettim. Bir dakika geçti geçmedi, görüntülerin İspanya İçsavaşı’yla ilgili olduğunu anladım. Filme “Devlerin Günahı” diye uyduruk bir ad verilmişti. Özgün adı: “The Be Dragons”.
“Opus Dei” örgütünün kuruluşu ve İspanya İçsavaşı. Bir bakıma 2 Ekim 1928’de Madrid’de bu Katolik örgütü kuran Jose Maria Escriva de Balaguery Albas adlı rahibin öyküsü. Bir de, karşıda, çocukluk arkadaşı, burjuva kökenli Frankist casus Torres var. Tam anlamıyla bir antechirst (deccal).
Filmi izlerken, Hürriyet’te yazdığım sırada, Utah’tan gelen bir iletide, Fethullah Cemaati’nin Türkiye’nin Opus Dei’si olduğu yazdığını anımsadım. Filmi daha dikkatli izledim. Ama film örgütten çok Rahip Jose Maria ile Decal Torres üzerineydi.
Bunun üzerine, film bitince, internette “Tanrı’nın işi, Tanrı’nın eseri” anlamına gelen Opus Dei’yi aradım. Şu bilgiyi buldum:
[Tam adı” Sociedad de la Santa Cruz de Opus Dei” dir. Latince “Tanrının Yapıtı” anlamındadır. 1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği “Opus Dei”nin statüsünü 1982’de yükselterek, örgüt önderine, tarikat başkanlarına mahsus “piskopos” unvanını bahşetti. Opus Dei, İspanyol asıllıdır ve sadece 85 yıllık bir örgüttür. Katolikliğe sadık iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya Vatikan dışında destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmak amacı ile kurulan ama günümüzde Vatikan’da en etkili olan kurumdur. Gizli bir örgüt olan Opus Dei’nin tüm üyeleri meslek sahibi Katoliklerden oluşmakta, her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır.
Onlara göre Papa’nın kimliği, Kilise’nin de, Papalık Makamı’nın da üstündedir. Papa, Tanrı Krallığı’nın kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette Olağanüstü bir kişidir. Bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devleti’ni yüceltir ve Kilise’yi ikinci planda görür.
2,8 milyar dolar serveti, 600 medya aracı bulunmaktadır; 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu olan Opus Dei tarikatı son olarak karikatür kriziyle gündeme geldi. Tarikata bağlı Studi cattolici dergisi Muhammed’i cehennemde tasvir eden bir karikatür yayınlayarak dinlerarası diyalog girişimine ağır bir darbe vurdu.
Tarikat dünya siyasetinde de varlık gösterir. İngiltere Milli Eğitim Bakanı, Polonya hükümetinde görev yapan 3 bakan, Perulu 2 bakan, ABD Anayasa Mahkemesi’nin 2 yargıcı, Amerikan Kongresi’nin onlarca üyesi, eski FBI Başkanı Louis Freeh ve Fox televizyonunun yorumcusu Robert Novak; Opus Dei müridi olduğunu gizlemiyor. ABD’de kürtaj, eşcinsel evlilikleri ve kök hücre çalışmaları konusunda yönetimin muhafazakâr tutum göstermesinin ardında Opus Dei’nin yattığı vurgulanıyor.
Opus Dei tarikatı Dan Brown’ın “Da Vinci Şifresi” kitabının sayfalarında ölümsüzleştirilmiş ve sağ kanat politik gündemini belirlemekle suçlanmıştır. Opus Dei, hakkında çok fazla konuşulan fakat günümüz dinsel toplulukları içinde hakkında en az şey bilinen örgüttür.
Opus Dei ile ilgili pek çok tartışma yaşanmış ve olumsuz görüşler dile getirilmiş, buna rağmen örgüt herhangi bir açıklama yapmamıştır.
Filmi izlerken, Hürriyet’te yazdığım sırada, Utah’tan gelen bir iletide, Fethullah Cemaati’nin Türkiye’nin Opus Dei’si olduğu yazdığını anımsadım. Filmi daha dikkatli izledim. Ama film örgütten çok Rahip Jose Maria ile Decal Torres üzerineydi.
Bunun üzerine, film bitince, internette “Tanrı’nın işi, Tanrı’nın eseri” anlamına gelen Opus Dei’yi aradım. Şu bilgiyi buldum:
[Tam adı” Sociedad de la Santa Cruz de Opus Dei” dir. Latince “Tanrının Yapıtı” anlamındadır. 1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği “Opus Dei”nin statüsünü 1982’de yükselterek, örgüt önderine, tarikat başkanlarına mahsus “piskopos” unvanını bahşetti. Opus Dei, İspanyol asıllıdır ve sadece 85 yıllık bir örgüttür. Katolikliğe sadık iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya Vatikan dışında destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmak amacı ile kurulan ama günümüzde Vatikan’da en etkili olan kurumdur. Gizli bir örgüt olan Opus Dei’nin tüm üyeleri meslek sahibi Katoliklerden oluşmakta, her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır.
Onlara göre Papa’nın kimliği, Kilise’nin de, Papalık Makamı’nın da üstündedir. Papa, Tanrı Krallığı’nın kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette Olağanüstü bir kişidir. Bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devleti’ni yüceltir ve Kilise’yi ikinci planda görür.
2,8 milyar dolar serveti, 600 medya aracı bulunmaktadır; 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu olan Opus Dei tarikatı son olarak karikatür kriziyle gündeme geldi. Tarikata bağlı Studi cattolici dergisi Muhammed’i cehennemde tasvir eden bir karikatür yayınlayarak dinlerarası diyalog girişimine ağır bir darbe vurdu.
Tarikat dünya siyasetinde de varlık gösterir. İngiltere Milli Eğitim Bakanı, Polonya hükümetinde görev yapan 3 bakan, Perulu 2 bakan, ABD Anayasa Mahkemesi’nin 2 yargıcı, Amerikan Kongresi’nin onlarca üyesi, eski FBI Başkanı Louis Freeh ve Fox televizyonunun yorumcusu Robert Novak; Opus Dei müridi olduğunu gizlemiyor. ABD’de kürtaj, eşcinsel evlilikleri ve kök hücre çalışmaları konusunda yönetimin muhafazakâr tutum göstermesinin ardında Opus Dei’nin yattığı vurgulanıyor.
Opus Dei tarikatı Dan Brown’ın “Da Vinci Şifresi” kitabının sayfalarında ölümsüzleştirilmiş ve sağ kanat politik gündemini belirlemekle suçlanmıştır. Opus Dei, hakkında çok fazla konuşulan fakat günümüz dinsel toplulukları içinde hakkında en az şey bilinen örgüttür.
Opus Dei ile ilgili pek çok tartışma yaşanmış ve olumsuz görüşler dile getirilmiş, buna rağmen örgüt herhangi bir açıklama yapmamıştır.
Bu görüşlerden bazıları şunlardır: İsviçreli parlamenter ve toplum bilimci Jean Ziegler’e göre: Opus Dei kendisiyle terörizm kadar mücadele edilmesi gereken, gizli çalışan aşırı sağcı bir harekettir.
İngiliz araştırmacı Michael Walsh’ya göre: Bu örgüte, Opus Dei (Tanrının işi) değil Actopus Dei (Tanrının ahtapotu) denilmelidir.]
Fethullah Cemaati’nin Opus Dei’den esinlendiğini düşündürecek epeyce belirti var. Ancak, temel ayrılık şu: Opus Dei Vatikan’a bağlı bir tarikat ve belki kendine özgü bir kilise.
Fethullah Cemaati, görünürde, dinsel olarak hiçbir yere bağlı değil. Öyle görünüyor.
Fethullahçı hareketin yapısını, gerekli görmediğim için, neredeyse hiç incelemedim.
Ancak, siyasal açıdan değilse bile, finans, sermaye, bankacılık alanlarında Opus Dei’den daha güçlü görünüyor. Hareketin 92 ülkede yaklaşık 500 okul, dershane, üniversite gibi eğitim kurumlarının yanı sıra dinler ve kültürler arası diyalog faaliyetleri ve yardım organizasyonlarını gerçekleştirdikleri çeşitli vakıf ve dernekleri ile ticari faaliyet gösteren basın yayın kuruluşları, hastaneleri ve finans kurumları var.
İki hareketin en belirgin özelliği üyelerinin meslek sahibi, zengin işadamı, mevki ve makam sahibi kişilerden oluşması. Gülen hareketinin kendine seçtiği “Altın Nesil” yetiştirmek hedefi ile Opus Dei’nin hedefleri örtüşmekte.
Ancak, bilindiği kadarıyla, Opus Dei hiçbir hükümet karşısında açık vermedi, açığa ve tuzağa düşmedi.
İngiliz araştırmacı Michael Walsh’ya göre: Bu örgüte, Opus Dei (Tanrının işi) değil Actopus Dei (Tanrının ahtapotu) denilmelidir.]
Fethullah Cemaati’nin Opus Dei’den esinlendiğini düşündürecek epeyce belirti var. Ancak, temel ayrılık şu: Opus Dei Vatikan’a bağlı bir tarikat ve belki kendine özgü bir kilise.
Fethullah Cemaati, görünürde, dinsel olarak hiçbir yere bağlı değil. Öyle görünüyor.
Fethullahçı hareketin yapısını, gerekli görmediğim için, neredeyse hiç incelemedim.
Ancak, siyasal açıdan değilse bile, finans, sermaye, bankacılık alanlarında Opus Dei’den daha güçlü görünüyor. Hareketin 92 ülkede yaklaşık 500 okul, dershane, üniversite gibi eğitim kurumlarının yanı sıra dinler ve kültürler arası diyalog faaliyetleri ve yardım organizasyonlarını gerçekleştirdikleri çeşitli vakıf ve dernekleri ile ticari faaliyet gösteren basın yayın kuruluşları, hastaneleri ve finans kurumları var.
İki hareketin en belirgin özelliği üyelerinin meslek sahibi, zengin işadamı, mevki ve makam sahibi kişilerden oluşması. Gülen hareketinin kendine seçtiği “Altın Nesil” yetiştirmek hedefi ile Opus Dei’nin hedefleri örtüşmekte.
Ancak, bilindiği kadarıyla, Opus Dei hiçbir hükümet karşısında açık vermedi, açığa ve tuzağa düşmedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder