2003 tarihinde BM Güvenlik Konseyine konuşan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, “Irak’ın dünya barışını tehdit eden kitle imha silahları var” yalanını dünya kamuoyuna açıklamıştı. Aynı şahıs, birkaç sene sonra, dünyaya yalan söylediğini, CIA raporlarının kendisini yanlış yönlendirdiğini, hayatının en büyük hatasını yaptığını ve bundan dolayı özür dilediğini ilan etmişti.
Powell’in yalanından on sene sonra ABD’nin şimdiki Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye Ordusunun kimyasal silah kullandığı yalanını tedavüle sokarak, Suriye’ye karşı bir saldırı gerekçesi üretmektedir. Kerry’nin açıklamaları, Suriye devletinin daveti ve onayı üzerine Han Asel bölgesinde terör gruplarının kullandığı zehirli gaz hadisesini incelemek üzere Suriye’ye gelen BM heyetinin Suriye’de çalışmalarına başlayacağı bir zamana denk gelmesi açıktır. Batı ama özellikle Suudi ve AKP yandaş medyası, ağız birliği etmişçesine Doğu Guta bölgesinde Suriye ordusunun terör gruplarına karşı taarruza geçtiği ve bölgeyi tamamen kontrol altına alacağı bir zamanda, “1300 sivilin kimyasal silahla öldürüldüğü” haberlerini servis etmektedir. Malum medya, “kimyasal” silahla öldürüldükleri iddia edilen çocukların resimleri üzerinden kamuoyu oluşturmaya ve Suriye lideri Beşar Esad’ı “şeytan” ilan eden propagandalarını tedavüle sokmuşlardır. Mesele henüz netlik kazanmadan, aynı organları ama özellikle muhafazakâr ve Müslüman geçinen medya NATO’yu göreve davet etmiş, hangi şeytana hizmet ettiklerini ve gerçek iblisçe niyetlerini ortaya koymuşlardır.
Hava şartları izin vermez
- Şam’da bulunan BM heyetinin ziyareti esnasında Suriye devletinin kimyasal silah kullanması ne kadar mantıklıdır? Googelearth programı üzerinden kimyasal silahın kullanıldığı iddia edilen bölgenin nerede olduğu, askeri birliklerin nerede konuşlandığı ve askeri operasyonların nerede sürdüğü rahatlıkla görülebilir. Böyle dar bir coğrafyada kimyasal silah kullanmak sadece düşmana değil dost kuvvetlere de büyük zararlar verir.
- Suriye devleti ahlaki, hukuki ve siyasi gerekçelerle kimyasal silah kullanmaz ve kullanmadı. Eğer askeri sebepler yeterli olsaydı, Türkiye sınırına yakın, dağlık, derin vadiler ve ormanlık alanlardan oluşan Cebel Elzaviye (köşe dağ) bölgesinden sızan 3 bine yakın ağır silahlarla donatılmış terör gruplarına karşı kullanır ve hiçbir sivil kayıp vermeden onları bir saat içinde telef ederdi. Amma ve lakin bunu yapmamış ve günlerce süren, Suriye ordusunun onlarca şehit verdiği klasik askeri çatışma yaşanmıştır.
- Kimyasal silahın kullanıldığı iddia edilen 21 Ağustos tarihinde hava durumu analiz edildiğinde rüzgarın Şam’da saatte 23-25 km hızla esiyordu (bu bilgi dünyanın bütün meteoroloji merkezlerinden teyit edilebilir). Her askeri uzman, teknik olarak, bu hava şartlarının kimyasal silah kullanımının uygun olmadığını onaylar. Kullanıldığı takdirde havanın taşıyacağı zehirli gazın muhtelif bölgelerde ölümlere yol açacağı muhakkaktır. Olayın vuku bulduğu iddia edilen bölgeye birkaç yüz metre uzaklıkta yaşayan insanlar bile bu olaydan etkilenmemişlerdir.
Fotoğraflar önceden servis edildi
- Ölen çocukların fotoğraflarını servis edenler ve ölenlerin yakınları olduklarını iddia edenler, hiçbir önlem almadan olay yerine dakikalar sonra ulaştıklarını ve bu faciayla yüzleştiklerini söylemektedir. Bu siviller ve doktor olduklarını iddia eden şahıslar, kimyasal silahla öldürüldükleri iddia edilenlerin elbiselerine ve vücutlarına dokunmakta ve etrafta korunmasız gezinmektedir. Hâlbuki zehirli gazların, ama özellikle sârin gazının (adı üzerinde bulaşıcı gaz) kullanıldığı iddia edilen bir bölgede bunları yapmak intiharla eş değerdedir. Ama gel gör ki bu sivillere hiçbir şey olmamakta ve günler sonra BM heyetini olay yerinde karşılayan grubun içinde görülmektedir.
- Kimyasal gazın kullanıldığı iddia edilen 21 Ağustos’tan bir gün önce onlarca internet sayfasında kimyasal silah kullanımından ve katliamından söz edilmiş, Suriye devleti suçlanmıştır. 21 Ağustos’ta onlarca medya kuruluşu, henüz herhangi bir tahkikat yapılmamışken, ortak bir merkezden operasyon yürütülür gibi Suriye devletini suçlayan ve çocukların cesetleri üzerinden yıkıcı, savaş çığırtkanlığı yapan propaganda faaliyetlerine başlamışlardır.
(Çeviren: Prof. Dr. Mehmet Yuva)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder