Sayın Perinçek,
Aydınlık’taki 27.11.2011 günlü ROTA’nızın ‘Atatürk İnönü Bayar kalesi’ başlığı altındaki düşüncelerinizin doğru olmadığını düşünüyorum. Kolaycılık yapıyorsunuz.
Atatürk ile Atatürkçülük karşıtı zatları (İnönü, Bayar, Çakmak. Bir de Karabekir‘i ekleyebilirdiniz) aynı eksende göstermeye çalışmanızı hiç doğru bulmuyorum, size yakıştıramıyorum. Sosyalist kültürünüzle (Rıfat Ilgaz’ların ‘Marko Paşa’ları, Mehmet Ali Aybar’ların ‘Zincirli Hürriyet’leri tarihi akışı içerisinde) çelişik buluyorum.
Atatürk’ten sonra Türkiye Atlantik cephesine (1922’deki düşmanlarımız) teslim edildi ve bugünkü karanlıklara böyle geldik. Örneğin İnönü’nün, Atatürk’ün sağlığında tek yanlışını bulamazsınız; ancak aynı İnönü’nün Atatürk’ten sonra ise tek doğrusunu bulamazsınız!
Devrimler, karşı devrimler ile, başlıklar halinde belirtir isek şöyle yok edildi:
Atatürk’ten sonraki İnönü
Celal Bayar |
Harb-i Umumi’nin bitiminde Atlantik’e yanaşan Bay İsmet, Atlantik’in isteği ve komutu doğrultusunda önce Atatürk’ün eğitim devrimine saldırdı. 9 milyon nüfuslu Türkiye’nin 8 milyonunu oluşturan köylüsünü eğitme, aydınlatma ve yüceltme projesi olan Köy Enstitüleri düşman ilan edildi. Örselendi. Rahmetliler, Hasan Ali Yücel’ler, İsmail Hakkı Tonguç’lar perişan edildiler, Sabahattin Ali’ler katledildi, Tan Matbaası ve gazetesi yakıldı. Bütün bunları Milli Şef olan İnönü yaptı. Atatürk’ün silah arrkadaşı İnönü idi bu adam. İlk Kur’an Kursları, ilk İmam Hatipler de bu karşı devrim sapmasında açıldı. Velhasıl eğitim devrimi, düzenleyicisi Tevhid-i Tedrisat yerle bir edildi. Menderes’e ise tüketilmiş Köy Enstitüleri’nin sadece ipini çekmek kalmış idi (1952). Cumhurbaşkanı da Celal Bayar’dır.
1947 gibi ilk dış borçlanmalar. Ekonomik bağımsızlığımızı yeniden yok eden bu başlangıca çok dikkat etmeliyiz. Düyun-u Umumiye, kapitülasyonlar, Osmanlı’nın tükenişi, Kurtuluş Savaşı, Lozan ile bu borçları 30 yılda ödemeyi borçlanmamız; bunlardan Bay İsmet hiç ders almamış. Sanki mumaileyh Lozan’da görev yapmadı ve bu sıkıntıları (Lozan’ın kesilmesi) yaşamadı. Hiçbir şey olmazmış gibi yeniden ülkemizi borçlandırması, Atatürk’ün silah arkadaşı olmaya hiç yakışmadı. Ulu Önder Merkez Bankası’nı ve İş Bankası’nı kurar iken Rusya ile takas ticaretleri bile onlara ders olmaya yetmemiş. O zaman hakkını da verelim, bugün Türkiye’nin bağımsızlığının olmayışı, sömürge oluşu bu Bay İsmet’in hesapsız, yanlış ve densiz ilk borçlanmasına dayanmaktadır. Ekonomik ve arkası tüm bağımlılığımızı bu borçlanma ile başlatmış olan Bay İnönü’yü Atatürk’ten muhakkak ayrı tutmak durumundayız.
Tribündeki Ordu
Beni en rahatsız eden bir konu da Sayın Perinçek, bu anlattıklarımı Bay İsmet icra eder iken Ordumuzun bu yapılanları tribünden seyretmesidir. Ordumuz da demek ki rahatını bozmamış, orduevlerinde yan gelmiş yatmış.
Köy Enstitüleri örselenirken ve Atatürk’ün eğitim devrimi yok edilirken İsmet Paşa’ya herhangi bir homurtusunu göremiyoruz. ‘Atatürk’ümüzün eserini bozuyorsun İsmet!’ diyemez mi idi, ‘Ulusumun eğitilmesini kesme Bay İsmet!’ diyemez mi idi. Ama diyemedi.
1947’lerde ilk ekonomik borçlanmalarda, “Bay İsmet yapma, borçlanan millet bağımsızlığını yitirir, biliyorsun bunun kötü örneğini (Düyun-u Umumiye) daha önce yaşadık. Osmanlı bundan bitti. Sen bu borçlanma ile Atatürk Türkiye’sini de bitirirsin” diye emanetçi ordu niye bağırmadı? Bağırdı da millet mi duymadı?
Daha önemlisi, 1949’da Bay İsmet NATO’ya başvurduğunda ve 1952’de Celal Bayar yönetiminde resmen katılır iken, ordumuz neden ulusal ordu refleksini vermedi? Neden emanetini düşünmedi? Beni düşmanlarımıza teslim etmeyiniz diye niye demedi?
6 Mayıs 1972’de Atatürkçü Deniz Gezmiş’ler asılırken, Mart sonunda Mahir Çayan’lar katledilirken bu 1922 ordusu nerede idi?
Aynı ordu, 1974’te Fethullahçı Bey Ecevit ile Şeriatçı Erbakan ortak hükümet kurarlar ve Atatürk düşmanı şeriatçılar meşrulaştırılırken bu emanetçi ordumuz nerelerde idi! Yan gelip yatıyordu, safahatta idi.
İzaha çalıştığım çelişkileri çözemiyorum.
Atatürk tam bağımsız, antiemperyalist bir Türkiye kurdu.
Bu Türkiye’yi arkadaşları (İnönü, Bayar, Çakmak, Karabekir...) koruyamadılar.
Atatürk’ü onlarla savunamazsınız
Peki siz ne demeye getiriyorsunuz Sayın Perinçek.
Yazınız ve özellikle şu paragrafınız çok anlamsız ve yanlış:
“Hal böyle iken bazı cahil ve ahmakların, suçu İnönü’den Bayar’a, Bayar’dan İnönü’ye atma girişimleri ve Atatürk’ü sözümona ‘kurtarma’ kurnazlıkları, rezilliktir; Cumhuriyet devrimi adına büyük utançtır. Ve karşıdevrimin ayaklarına kapanmaktır!”
Çok yanlış bunlar Sayın Perinçek.
Atatürk’ü O’na ihanet edenler ile anlatamaz ve koruyamazsınız.
Belki koruduğunuzu zannedersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder