Sabah üniversiteye giderken kurulan pusuda hayatını kaybetti. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Enstitüsü Başkanıydı. O güne kadar işlenen 6’ncı bilim adamı cinayetine kurban gitti. Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak askeri darbeye götürmek isteyen karanlık odakların cinayeti olarak tozlu raflarda kaldı. Katilleri hep korundu
Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, 7 Aralık 1979 günü katledildiğinde, Türkiye’deki aydın kırımının son kurbanıydı. O güne kadar Doç. Dr. Orhan Yavuz, Doç. Dr. Bedrettin Cömert, Ord. Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu, Doç. Dr. Necdet Bulut, Prof. Dr. Fikret Ünsal ve Prof. Dr. Ümit Yaşar Doğanay katledilmişti. Türk bilim dünyasını yasa boğan olaylar zinciri, Türkiye’yi Amerikancı darbeye götürmek içindi. Dünyada eşi görülmeyen kırım, maalesef bugün de devam ediyor. Kemalist ve yurtsever insanlar pusularda arkalarından vuruluyor, ya da hapse atılıyor. Katilleri ise tozlu raflarda kalan dosyalar içinde saklandı, başka cinayetlerde kullanıldı.
Prof. Dr. Tütengil, Levent Fulyalı Sokak’taki evinden çıktıktan sonra karşı sokağa girdiği sırada bir araçtan üzerine çapraz ateş açıldı. Otobüs durağına gidiyordu. 08.00’de meydana gelen olayda 12 kurşun sıkılmıştı. Tütengil Hoca olay yerinde hayatını kaybetti. Evden çıkmadan 10 dakika önce de tehdit telefonu almıştı. Üzerine bir de bildiri bırakmışlardı. Hedef şaşırtmak amacıyla bırakılan bildiride imza “Anti Terör Birliği”ydi. Bu ‘örgüt’ elemanlarından Ali Bülent Orkan ve Erol Türkmen görgü tanıkları tarafından teşhis edildi. Resimleri çizildi. Görüldü ki, bu isimler Ord. Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu ve Prof. Dr. Ümit Doğanay cinayetlerinde de var... Her üç cinayetten sonra gazetelere telefonlar ediliyor ve “Bundan sonra halk çocukları değil, üst düzey isimler vurulacak” deniliyordu. Tekrarlanan aynı sözler ve iki tetikçinin teşhis edilmesi önemli ipuçuydu. Başka ortak noktalar da vardı. Ancak bu isimler hep korundu. Dönemin itirafçısı Ömer Tanlak, Aydınlık’a önemli bilgiler verdi; ancak bir ‘merkez’ bunları görmezden geldi. Gerçekler, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ABD’li yetkililerin “Bizim oğlanlar işi başardı” sözleri ile anlaşıldı.
‘Türkiye yeraltından işgâl edilmiştir’
Prof. Tütengil’in cenazesi üniversiteden kaldırıldı. Büyük kalabalıklar katıldı. Cenazede konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Haluk Alp şunları haykırdı: “Bütün Türk ulusuna buradan haykırıyorum. Türkiye’yi işgal edenler vardır. Türkiye yeraltından işgal edilmiştir. Bu işgalciler en kısa zamanda Türkiye’yi toprak üzerinden de işgal etmek düşüncesindedir. Soruyorum acaba Türkiye’den sorumlu olanlar bunu bilmiyorlar mı? Soruyorum niçin bilmiyorlar? Eğer biliyorlarsa neredeler. Niçin Türkiye’yi toprak altından işgal etmiş olan bu cinayet odaklarını kurutmuyorlar. Bilmiyorlarsa bilmek zorundadırlar. Biliyorlarsa görevlerini yapmak zorundadırlar.”
Tütengil Hoca 1921 yılında Tarsus’ta dünyaya geldi. 1940 yılında İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdi. 1944 yılında İÜ Edebiyat Fakültesi felsefe bölümünden mezun oldu. Antalya ve Diyarbakır’da öğretmenlik yaptı. MEB tarfından İngiltere’ye gönderildi. 1953 yılında sosyoloji dalında asistan olarak akademik hayata atıldı. 1960 yılında doçent oldu. Temel ilgi alanı sosyolojiyidi. İÜ’nde Sosyoloji Enstitüsü Başkanı oldu. Atatürk’ün “Benim yapmak istediğimi tamamlayınız” düşüncesini savunuyor ve bu doğrultuda çaba harcıyordu. Atatürkçülük, İktisat, Köy Enstitüleri, gazetecilik, Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, Rıza Nur üzerine çalışmalar yaptı ve bunları kitap olarak yayımladı. Cumhuriyet gazetesinde makaleleri yayımlanıyordu. Ölümünün ardından Prof. Dr. Server Tanilli 29 Aralık 1979 günü Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında Tütengil’in 1960’larda başlayan ‘büyük uyanış’ın önemli isimlerinden olduğunu belirterek şunları belirtmişti: “Tütengil, Türkiye’nin yığınla sorununa eğilecektir: Kırsal kesim, kentleşme, eğitim ve üniversite sorunları, üzerinde büyük bir ısrarla durduğu konular olacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder