Karşınızda 2011’in dünya çapında en ilham verici isimlerinden Şili'deki öğrencilerin lideri Camila Vallejo, hükümetle yaşanan çatışma sırasında liderlik yetenekleriyle sırf halkının değil tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Etkisi o kadar güçlüydü ki ülkesinin Kültür Bakanı Felipe Bulnes “olaylar ancak Camila ölürse biter” bile dedi. Öyle ki sonunda korumalarla dolaşmaya başladı. Ancak o, onca ölüm tehdidinden de yılmadı; bakanı da pazarlık için masaya oturtmayı başardı. Kendi deyimiyle Şili’ye devrimin baharını getirdi.
“Dünya çapındaki 100 önemli insandan biri”, “2011’in en etkili insanlarından”, “bir şehri susturabilecek öğrenci”, “Kumandan Camila”; bunlar Şili Üniversitesi’ndeki coğrafya bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Camila Vallejo için Time’dan Die Zeit’a kadar uluslararası basında kullanılan sıfatlardan sadece birkaçıydı. Vallejo politik alandaki sesini Şili Öğrenci Federasyonu temsilcisi olarak duyurmakla kalmadı, aynı zamanda dünya çapında bir şöhret ve hayran kitlesi edindi. Şili’de öğrencilerle hükümet güçleri arasındaki “eğitimde reform paketi” görüşmeleri sırasında ve güvenlik güçleriyle yapılan çatışmalarda sesi en çok duyulan isimdi. Bir anlamda Şili Baharı’nın sembolüydü. O aslında sırf Şili’nin değil Latin Amerika’nın siyasi tarihinin bir sembolü. Pinochet askeri yönetiminin baskısı altındaki solcu bir çiftin çocuğu olarak dünyaya gelen ve bugün Latin Amerika’daki sol hareketin Şili ayağının belki de en bilinen yüzü olan isim, kuşağının sesini yansıtıyor. Vallejo -her ne kadar güzelliğiyle ilgili sorularımızdan bunalsa da- politik alandaki hikâyesini Cumhuriyet Pazar’la da paylaştı.
Devrimin güzel sesi Pinochet’nin baskıcı rejimi altında solcu bir ailede geçirilen çocukluk, siyasi fikir toplantılarında şekillenen bir gençlik ve kendi kuşağının sesi olarak ülke sınırlarını aşan bir şöhret. Politik mücadelenin şu sıralar en renkli yüzü Camila Vallejo. Şili Gençlik Federasyonu Temsilcisi olarak hükümete karşı sesi o kadar yüksek çıktı ki, tüm dünyada “sol”a umut aşıladı. - Pek çok farklı kaynakta geçen yılın en ilham verici kişilerinden biri olarak gösteriliyorsunuz. Sizi bu kadar popüler yapan nedir?
- Temelde bu tanımlamanın sebebi, tarihi geçmişi bulunan bir harekete öncülük etmem ve bana verilen görevdeki beklentileri karşılayabilmemle ilgili. Çalışma arkadaşlarımın da hakkını vermem gerekirse, binlerce insanın kararlılığı ve dirayeti benim Şili Üniversitesi Öğrenci Federasyonu Başkanlığı ve Şili Öğrenci Federasyonu temsilcisi olarak seçilmemi sağladı. Bu yüzden davayı üstlenmemin sebebi kişisel bir motivasyondan çok, kolektif çalışma ve ülkemizde olup bitenlerin rapor edilmesi, hesap sorulması gerekliliğiydi. Bu kolektif bir hareket ve benim görevim de öğrencilerle hükümet organları arasında iletişim sağlamak.
- Şili’deki öğrenci gösterileri geçen yıl sık sık manşetlerdeydi. Sizce bu ülkeniz için yeni bir uyanışın başlangıcı mı?
- Çok kez söylediğim gibi bunu, ülke gençliğinin eşitsizlik ve adaletsizliklerin hızla ortadan kalktığını görmek istediği “Şili Baharı” olarak tanımlayabiliriz. Ancak devrim bir anda gerçekleşmez. Bu baharın meyve vermesi için bilinçli olarak çalışmalı ve yeni fikirler üretmeye devam etmeliyiz.
- Şili dünya çapında zengin ve refah seviyesi yüksek bir ülke olarak görülüyordu. Bu durum gerçekleri yansıtmıyor mu?
- Zengin bir ülke olduğumuz doğru, çok sayıda doğal zenginliğimiz ve turizm potansiyelimiz var, ama bunların getirilerinin neredeyse hepsi, sadece yüzde 5 vergi ödeyen çokuluslu şirketlere gidiyor. Su kaynaklarımız adeta yağmalandı, küçük çiftçiler bu şirketlerin para kazanması için yok edildi. Dolayısıyla bahsettiğiniz zenginlik elimizden kaçmak üzere. Ekonomik refah seviyesini yansıtan istatistikler tamamen yalandan ibaret. Büyük kazançlarla fakirliği bir araya getiriyorlar ve ortaya makul bir rakam çıkıyor. Ancak bu rakamlar ülkenin gerçeğini asla yansıtmıyor.
- Şili gençliğinin sesi haline gelerek büyük bir etki yarattınız. İleride aktif politika içinde yer almak istiyor musunuz?
- Politik bir tarafın üyesi olarak, kolektif kararlar doğrultusunda verilen görevleri almaya hazırım. Tabii rolüm ülke için yararlı olan projeleri gerçekleştirmem için elverişli olacaksa. Öte yandan bugün böyle bir durum söz konusu değil. Şu anda başkan olarak görevimi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum. Öte yandan genç kuşaktan biri olarak dünyanın küresel yapısı içinde her yerde aynı ekonomik ve sosyal tahribatı yaratanın neo-liberal politikalar olduğunun farkında olduğumuzun bilinmesini isterim. Bu yüzden eşitsizliklerin olmadığı bir dünya için politik sorumluluk alınmasının, dayanışma adına atılacak ilk adım olduğunu söylemeliyim. l
Görüntüm davamın önüne geçmemeli
- Güzelliğiniz hakkında çok konuşuluyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
- Beni asıl rahatsız eden fiziksel özelliklerimin daha ciddi konulardan fazla konuşulması -ki bu da sosyal tartışmalar açısından çok tehlikeli; hele ki insanlara benim görünüşüm hakkındaki erkek bakışını yansıtmaktansa eğitim alanında yaşanan çatışmaları insanlara doğru bir biçimde aktarmakla yükümlü olan medya tarafından bu şekilde yansıtılıyorsa.-
- Yerel basının size yaklaşımı nasıl?
- Aslında basın ilk başta sırf bir kadın olduğumda bu görev için yeterli olduğum konusunda bile şüpheliydi. Bunun ne kadar yanlış bir değerlendirme olduğunu zaman bize gösterdi. Şunu anlamanız gerekiyor. Hiçbir cinsiyet politikada başarı göstermek için daha fazla ya da az özelliğe sahip değildir. Yeteneklerinizi geliştiren öğrenmeye olan isteğiniz ve onun üzerine inşa ettiklerinizdir. l
Solculuk ailesinden geliyor...
- Ailevi kökenleriniz politik geçmişinizde önemli rol oynamış. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
- Askeri hükümetin komünist gençlere uyguladığı baskı ailem için de geçerliydi. Ancak annem ve babam buna karşı direnmeyi tercih ettiler. Çocukken genelde solcuların yer aldığı kültürel aktivitelere gittiğimi ve samimi bir ortamda siyasi içerikli müzikler dinlediğimi hatırlıyorum. Bu da beni zamanla fikir kulüplerine, toplantılara ve miting alanlarına yönlendirdi.
- Bir politik aktivist olmanızı sağlayan şey neydi?
- Şüphesiz ki tek yol olarak solu seçmem, askeri yönetim ve bireysellik karşısında dayanışmayı seçmem ve sonuçta gurur duyduğum Komünist Parti üyesi olmam bana öğretilen değerlerle ilgiliydi. l
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder