23 May 2012

Sağlıkta Tehlikeli Bilgi Kirliliği


Cumhuriyet 23.05.2012
Yurdumuzda sağlık alanında pervasızca yapılan ve denetimsiz kalan bilgi kirliliği süregeliyor ve asla engellenemiyor. Hiçbir kurumun gücü yetmiyor buna. Denetim yetersizliğinden -hatta yokluğundan diyebiliriz- yararlanan kişiler gazetelerde ve TV kanallarında (10 kadar TV kanalı sayabildim) hiçbir bilimsel temeli olmayan ilaçların pazarlamasını yapıyorlar. Kanseri yok eden, tüm damarları açan, diyabeti, hipertansiyonu kontrol eden, iktidarsızlığı gideren ilaçlar sunuluyor halka; verilen ve danışma hattı olarak sunulan telefonları ararsanız ilaçlar adresinize gönderiliyor. Kendimi tanıtmadan bunlardan birine telefon ettim. Bir iki şikâyet söyledim. Öyle muayeneye, teşhise filan gerek yok. Karşımdaki kişi Amca adresini ver hemen gönderelim, küçük kutu 139, büyük kutu 375 lira, ama bunlar birer aylık, her ay yinelemelisiniz dedi. Her derde deva ilaçlar bunlar. Harika değil mi? Böylesine bir özgürlük ve pervasızlık içinde yapıyorlar bu şarlatanlığıDrunvanlı bir zatı muhterem(!) yanına bir eczacı, bir de farmakolog alarak bu icrayı habaseti gerçekleştiriyor.
Bunun gibi “Dr” olmayan profesör unvanlı iki kişi de bir haber kanalında doğa ilaçları sunuyor halka. Pişmiş soğanla, maydanoz-limon karışımı ile, havuçla, keten tohumu ile, zencefil, aslanpençesi, ebegümeci, kestane balı ve doğa eczanesinin türlü çeşitli ilaçları ile muhteşem sonuçlar alınıyor. Ne tansiyon derdiniz kalıyor, ne diyabet, ne de iktidarsızlık... Telefon edip ulaşanlar şükranlarını, minnettarlıklarını arzediyorlar. İnanmıyor musunuz, peygamber efendimizin ikinci eşi de bunları kullanıyordu... Binlerce yıldır kullanılıyor. Almanya bunu onayladı. Amerika kullanıyor. Biz hâlâ bilmiyoruz. Bu sunucuların satış mağazaları var. Emrinize ve siparişlerinize amadeler. Adanalı bir doçentin -adaşım gibi- Yenibosnada satış mağazası var, dolup taşıyor. Alpha Rice var, Oloropin var, Reishi mantarı var... En yenisi Clavis panax! Bir ara yasaklandığı duyuruldu ama yeniden ekranlarda görmeye başladık. Var oğlu var!.. Bu defa fiyat düşürüldü, sürümden kazanacaklar kuşkusuz.
Taşların verdiği şifadan da haberdar olduğunuzu sanırım. Doktora, teşhise falan gerek yok, siz bildirin şikâyetlerinizi ilaçlar ayağınıza gelsin. Peki Sağlık Bakanlığı, RTÜK, Tabipler Birliği, Tarım Bakanlığı ne yapıyor bu manzara karşısında mı diyeceksiniz? Hepsine ulaşmaya çalıştım. Hiçbir cevap alamadım. Milyonları aldatma özgürlüğü devam ediyor. Sanırım sizler gibi seyrediyorlar. Belki aralarında bu tavsiyelerden yararlananlar vardır. Tedavi aracı olarak pazarlanan bu bitkiler, otlar ve ilaçların etkinliği ve güvenilirliği kontrolden geçmiş ve bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır? Olabilir mi? Sormayın bunu.
Başbakanın adının da karıştığı Altın Çilek hikâyesini de duymuşsunuzdur. Sağlık Bakanlığında ve oldukça iyi bir mevkide görev yapan güvendiğim bir öğrencime telefonla bu durumu ve kaygılarımı bildirdim. “Hocam Sağlık Bakanına siz bir mektup yazar mısınız?” dedi. Bir cevap veremedim, suskun kaldım. Şimdi siz bu yazımın bir ihbar olarak kabul edilebileceğini düşünürsünüz değil mi? Yanılırsınız. Böyle bir şey olamaz, hatta bu programları yapanlar bundan önceki iki örnekte olduğu gibi (kök hücre, akupunktur) itibarlarını kırdığım için beni ve gazetemi mahkemeye bile verebilirler. Mahkemede halka büyük bir sağlık hizmeti sunduklarını iddia edebilirler.
Bu bahar yaz günlerinde size sağlıklı günler ve her alanda maruz bulunduğunuz aldatmacalardan korunabilmenizi diliyorum.
Not: Gazeteler anlamını iyi kavrayamadan ALS hastalığı ile ilgili bir haber verdiler. Hastaların kafasında biracaba” belirdi. Oysa bu sadece genetik natürdeki hastalarda yeni sorumlu bir genin bulunuşunu haber veriyor.

Hiç yorum yok: