Orhan Özkaya, hükümetin üzerinde çalıştığı Heybeliada Ruhban Okulu’nun vakıf şeklinde açılmasının, Lozan’ı yok hükmünde saymak demek olduğunu söyledi. Özkaya “Anayasal suçlara yenisi ekleniyor” dedi
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması konusunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “çalışma yürütüyoruz” açıklamasından sonra Patrikhane yetkililerinin “Başbakan’a güveniyoruz” yönünde verdikleri demeçler, okulun vakıf olarak açılacağı tartışmalarını beraberinde getirdi. Yabancılara toprak satışı konusunda yaptığı uyarılarla dikkat çeken Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, bu kez Ruhban Okulu’yla ilgili gerçekleri gündeme getirdi.
Orhan Özkaya Aydınlık’a yaptığı açıklamada, Başbakanlık Müsteşarlığı’nın kurduğu özel bir komisyonla, “Heybeliada Ruhban Okulu Vakfı” şeklinde yapılandırılan okulun, bu vakfa bağlı Meslek Yüksekokulu statüsünde faaliyete geçeceği bilgisini verdi. Özkaya, “Patrikhane’nin de bu formüle sıcak baktığı biliniyor. Bu uygulamayla cemaatlerin karşı çıkışı da aşılmış olacak; onların önceliği olan medreseler talebi de halledilecek. Bu karar emsal olacak. Böylece devre dışı bırakılacak, milli eğitim ilkesi yok sayılacak. Anayasal suçlara yenisi eklenecek.” dedi.
‘Dini okullar açılır’
Öte yandan Dr. Emruhan Yalçın da, Atatürk Yolu Dergisi’nde yayımlanan makalesinde özellikle Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinde, AB kriterleri olarak dayatılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına müsaade edilmesi durumunda, diğer dini okulların açılmasına da örnek teşkil edeceğini, bu durumun laik Türkiye açısından sonradan çözülemeyecek birçok sorunu beraberinde getireceğini vurguladı. Okulun açılması ile ilgili önemli bir husus olarak yurt dışından yabancı öğretmen ve öğrenci getirilip getirilemeyeceğine dikkat çeken Yalçın, “Ülkedeki Rum azınlığın çocuklarını Ruhban Okulu’na göndermedeki isteksizliğini dikkate alan Patrikhane, okula yabancı öğrenci ve öğretmen alımının mümkün kılınmasını istiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın, bu istemin yeni olmadığını belirterek, “1950-1969 yılları arasında eğitimini tamamlayan 225 öğrencinin sadece 38’inin Rum asıllı Türk vatandaşı ve 162’si Yunan uyruklu olmak üzere 187’sinin yabancı uyruklu; 1952’de okulda eğitim veren 20 öğretmenin 12’sinin de Yunanistan vatandaşı” olduğunu ifade etti. Yalçın, Türk vatandaşı Rum öğrenci ve öğretmenlerin sayısının, yabancı öğrencilere olan oranının, amacı sadece azınlığın ihtiyaçlarına cevap vermek olması gereken Ruhban Okulu’nun kısa sürede amacını aşan bir kurum haline dönüşebileceğini gösterdiğine dikkat çekti.
Ekümeniklik istiyorlar
1971’de özel üniversitelere “devlet denetiminde olma” şartını getiren Anayasa Mahkemesi’nin kararını kabul etmeyen Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu’nun Teoloji Bölümünü kapatmayı tercih ederek, 1971-1972 öğretim yılından itibaren Heybeliada Özel Rum Erkek Lisesi olarak faaliyetlerini sürdürmüş, sonraki yıl ise Patrikhane’nin isteğiyle okul tamamen kapatılmıştı. Devlet denetiminin Patrikhane tarafından kabul edilmemesi nedeniyle, Heybeliada Ruhban Okulu şimdiye kadar açılamadı. Patrikhane okulun kendi denetiminde, yabancı öğrenci ve öğretmen kabul edecek şekilde yeniden açılmasını talep ediyor. Patrikhanenin Ekümeniklik iddialarıyla birliktelik arz eden bu isteğinin, Lozan Antlaşması’na ve bağlayıcı uluslararası diğer sözleşmelere aykırı olduğu biliniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder