Başbakan Erdoğan muvazzaf subayların tutuklanması ile ilgili olarak “Oralara gönderecek subayımız kalmadı, böyle şey olmaz” ve devam ediyor. “Hele hele Genelkurmay Başkanı’nı bu şekilde değerlendirirsen bütün morali altüst eder” diyor.
Erdoğan’ın söylediği bu sözlerin kıymeti harbiyesi yoktur. Bu söylenenler yalanın kuyruklusudur ve kuyruk şeytana aittir. Amaç halkı kandırmak, hukuksuzluktan ve adaletsizlikten sanki kendisi de şikayetçiymiş gibi algı operasyonu yapmaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı halen sürdürülen operasyonlar; arkasında CIA desteği olan F Tipi Örgüt ve onun devlet içine sızmış ahtapot kolları ile yapılmaktadır. Erdoğan liderliğindeki AKP, vatan, millet, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bu örgüte operasyonlar için elverişli ortamı sağlayabilmek maksadıyla yasal düzenlemeler yapmış ve idare desteği vermiştir.
Koruyucu kalkan
Ne zaman ki örgütün namlusu kendisine dönmüş hemen kanunla kişiye özel düzenlemeler yaparak koruyucu kalkanını çıkarmıştır. Ama hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve her türlü düşmanlığa rağmen asker için o kalkan kalkmamıştır.
Bugün Türk Deniz Kuvvetleri’nin muharip amirallerinin üçte ikisi tutukludur, hükümlüdür, sanıktır, mağdurdur ve müştekidir. En nitelikli subaylar operasyonel davalarla ya zindanlara atılmış ya da tasfiye tehdidi altındadır.
Bu işi birazcık bilen bir yurttaş olarak söylüyorum Türk Deniz Kuvvetleri’nin savaşacak moral ve motivasyonu ile ona komuta edecek nitelikli insan gücü yok edilmiştir. Bunun sorumlusu Erdoğan ve AKP’dir.
Başbakan’a rapor edilmiş
Bu husus sadece benim yaptığım bir analiz de değildir. Bu üzücü gerçeklik en yetkili ağızlardan Başbakan’a rapor edilmiş o da “Merak etmeyin bunu biliyorum savaş çıkarmam” demiş. Bu cevabı veren akla bir gecelik ihtiyacımız var rahat uyku uyuyabilmek için.
Sanırım Erdoğan, silahlı kuvvetlerin esas görevinin savaşmadan caydırıcılık üretmek olduğunu bilmiyor. Yine Erdoğan, deniz kuvvetlerinin ülke güvenliğine yaptığı katkının ötesinde deniz alaka ve çıkarlarının koruyucu unsuru olduğunu da bilmiyor.
Bugün iflas etmiş Yunanistan Türkiye’ye meydan okumaktadır. Yayınladığı Münhasır Ekonomik Bölge (Economic Exclusive Zone) haritaları ve konuda yaptığı anlaşmalarla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile birlikte Türkiye’nin aleyhine olarak Doğu Akdeniz’i parsellemiştir. Yapılan son araştırmalar göstermiştir ki Doğu Akdeniz petrol, doğalgaz ve hammadde olarak çok zengindir.
Üstünlük Yunanistan’a geçti
Aynı Yunanistan Ege sorununu kökten çözebilmek için karasularını 12 mile genişletme planları yapmaktadır. Ege’de adalarımız işgal altındadır. Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarını yok sayan yaklaşımlarının arkasındaki neden Türk Deniz Kuvvetleri’nin durumudur. Çünkü Erdoğan ve AKP desteğinde F Tipi Örgütün yaptığı düşmanca operasyonlarla durumsal üstünlük Yunanistan Deniz Kuvvetleri’ne geçmiştir.
Geçtiğimiz günlerde Donanma Komutanı F Tipi Örgütün operasyonları nedeniyle istifa etti. Bu durum muz cumhuriyeti benzeri ülkelerde bile ses getirirdi ama zıvanadan çıkmış ülkemizde vaka-i adiyeden sayıldı. Örgüt ahlaksız bir şekilde komutanın ailesine saldırmıştı!
Buradan komutana da bir serzenişte bulunmak isteriz. Gönül arzu ederdi ki istifasında bardağı taşıran son damla ailesine olan değil öncesinde silah arkadaşlarına olan saldırı olmalıydı.
Bu saldırıların amacı Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye etmek, Türkiye’de rejim değişikliği yapmak ve yeni rejimin ordusunu kurmaktır. İşbirlikçi ve satılmış değilsen bil ki ateş mutlaka sana da gelecektir.
Askerler artık istifa etmemelidir
Donanma Komutanı’nın istifası üzerine tutuklu asker aileleri “Aynı tepkiyi herkes vermeliydi” demiş. Buna benzer olarak “General ve amiraller hepsi istifa etmeli bakalım ne yapacaklar?” diyenler de var. Bu görüşe katılmıyorum! Artık istifalarla çözüm alınacak, haksızlığa hukuksuzluğa ve adaletsizliğe engel ulanabilecek eşik geçilmiştir. Eğer hepsi istifa ederse bundan dolayı gayet memnun olurlar hatta “Zil takar oynarlar.”
Askerler, saldırıların ülkemize ve bölgemize yönelik emperyalist projenin gerçekleştirilmesi için sürdürüldüğünü anlamalı, silah arkadaşlarına sahip çıkmalı ve ahlaksız saldırılar nedeniyle bundan sonra asla istifa etmemeli ve mevzilerini terk etmemelidir.
Savunulması gereken Cumhuriyetimiz ve Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimleridir.
Saygılar sunarım
Erdoğan’ın söylediği bu sözlerin kıymeti harbiyesi yoktur. Bu söylenenler yalanın kuyruklusudur ve kuyruk şeytana aittir. Amaç halkı kandırmak, hukuksuzluktan ve adaletsizlikten sanki kendisi de şikayetçiymiş gibi algı operasyonu yapmaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı halen sürdürülen operasyonlar; arkasında CIA desteği olan F Tipi Örgüt ve onun devlet içine sızmış ahtapot kolları ile yapılmaktadır. Erdoğan liderliğindeki AKP, vatan, millet, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bu örgüte operasyonlar için elverişli ortamı sağlayabilmek maksadıyla yasal düzenlemeler yapmış ve idare desteği vermiştir.
Koruyucu kalkan
Ne zaman ki örgütün namlusu kendisine dönmüş hemen kanunla kişiye özel düzenlemeler yaparak koruyucu kalkanını çıkarmıştır. Ama hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve her türlü düşmanlığa rağmen asker için o kalkan kalkmamıştır.
Bugün Türk Deniz Kuvvetleri’nin muharip amirallerinin üçte ikisi tutukludur, hükümlüdür, sanıktır, mağdurdur ve müştekidir. En nitelikli subaylar operasyonel davalarla ya zindanlara atılmış ya da tasfiye tehdidi altındadır.
Bu işi birazcık bilen bir yurttaş olarak söylüyorum Türk Deniz Kuvvetleri’nin savaşacak moral ve motivasyonu ile ona komuta edecek nitelikli insan gücü yok edilmiştir. Bunun sorumlusu Erdoğan ve AKP’dir.
Başbakan’a rapor edilmiş
Bu husus sadece benim yaptığım bir analiz de değildir. Bu üzücü gerçeklik en yetkili ağızlardan Başbakan’a rapor edilmiş o da “Merak etmeyin bunu biliyorum savaş çıkarmam” demiş. Bu cevabı veren akla bir gecelik ihtiyacımız var rahat uyku uyuyabilmek için.
Sanırım Erdoğan, silahlı kuvvetlerin esas görevinin savaşmadan caydırıcılık üretmek olduğunu bilmiyor. Yine Erdoğan, deniz kuvvetlerinin ülke güvenliğine yaptığı katkının ötesinde deniz alaka ve çıkarlarının koruyucu unsuru olduğunu da bilmiyor.
Bugün iflas etmiş Yunanistan Türkiye’ye meydan okumaktadır. Yayınladığı Münhasır Ekonomik Bölge (Economic Exclusive Zone) haritaları ve konuda yaptığı anlaşmalarla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile birlikte Türkiye’nin aleyhine olarak Doğu Akdeniz’i parsellemiştir. Yapılan son araştırmalar göstermiştir ki Doğu Akdeniz petrol, doğalgaz ve hammadde olarak çok zengindir.
Üstünlük Yunanistan’a geçti
Aynı Yunanistan Ege sorununu kökten çözebilmek için karasularını 12 mile genişletme planları yapmaktadır. Ege’de adalarımız işgal altındadır. Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarını yok sayan yaklaşımlarının arkasındaki neden Türk Deniz Kuvvetleri’nin durumudur. Çünkü Erdoğan ve AKP desteğinde F Tipi Örgütün yaptığı düşmanca operasyonlarla durumsal üstünlük Yunanistan Deniz Kuvvetleri’ne geçmiştir.
Geçtiğimiz günlerde Donanma Komutanı F Tipi Örgütün operasyonları nedeniyle istifa etti. Bu durum muz cumhuriyeti benzeri ülkelerde bile ses getirirdi ama zıvanadan çıkmış ülkemizde vaka-i adiyeden sayıldı. Örgüt ahlaksız bir şekilde komutanın ailesine saldırmıştı!
Buradan komutana da bir serzenişte bulunmak isteriz. Gönül arzu ederdi ki istifasında bardağı taşıran son damla ailesine olan değil öncesinde silah arkadaşlarına olan saldırı olmalıydı.
Bu saldırıların amacı Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye etmek, Türkiye’de rejim değişikliği yapmak ve yeni rejimin ordusunu kurmaktır. İşbirlikçi ve satılmış değilsen bil ki ateş mutlaka sana da gelecektir.
Askerler artık istifa etmemelidir
Donanma Komutanı’nın istifası üzerine tutuklu asker aileleri “Aynı tepkiyi herkes vermeliydi” demiş. Buna benzer olarak “General ve amiraller hepsi istifa etmeli bakalım ne yapacaklar?” diyenler de var. Bu görüşe katılmıyorum! Artık istifalarla çözüm alınacak, haksızlığa hukuksuzluğa ve adaletsizliğe engel ulanabilecek eşik geçilmiştir. Eğer hepsi istifa ederse bundan dolayı gayet memnun olurlar hatta “Zil takar oynarlar.”
Askerler, saldırıların ülkemize ve bölgemize yönelik emperyalist projenin gerçekleştirilmesi için sürdürüldüğünü anlamalı, silah arkadaşlarına sahip çıkmalı ve ahlaksız saldırılar nedeniyle bundan sonra asla istifa etmemeli ve mevzilerini terk etmemelidir.
Savunulması gereken Cumhuriyetimiz ve Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimleridir.
Saygılar sunarım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder