40 günlük Ayaz bebek dışarıda, Yurtsever Profesör Hilmioğlu içeride ölüyor.
Gezi Parkı sonrası hükümet ayar tutmuyor.
Fethullah – Tayyip – Gül koalisyonu bozuldu.
Fetret devri başladı, devlette iç savaş yaşanıyor.
Muhalefet bozulan koalisyondan kendine don biçiyor.
Çöküşteki Amerika cemaate git devir öyle yürü diyor.
Paralel devlet dedikleri, 12 Eylül darbesiyle tohumlanan derin devlettir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de onun ta 12 Eylül öncesinden beri üyesidir.
CHP Lideri Kemal Bey, paralel devlet cemaate toz kondurmuyor.
Ergenekon tertibinin bir numarası Zekeriya Öz’e sahip çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan'ın altını oyuyor.
Ekonomi uçuruma doğru gidiyor.
Kömür makarna dağıtımı da riske giriyor.
Kıyasıya bir savaş hüküm sürüyor.
Sanırsınız ki beylikler devri ya da şehzadeler savaşı.
Bu arada El Kaide güneyde komşumuz oluyor…
PKK bölgede yönetime el koyuyor…
Tam bir çözülme yaşanıyor.
Bu arada Silivri’deki tutsaklara çıkış yolu gözükürken, Emin Çölaşan da tutmuş Metin Feyzioğlu’na çakıyor.
Sadece o mu?
CHP’den ve çevresinden isimler, AKP’deki son Fethullahçı H. Çelik, ÖDP çizgisindeki “yetmez ama evetçi” utanmazlar…
Bugünleri önceden gören Feyzioğlu, 12 Eylül anayasa referandumunda uyarmıştı.
Hukuku yargıyı kendine silah yapmaya çalışanlara söylemişti.
Bu silah size de döner demişti.
Ve o silah döndü.
Bugün görevde olan 13 bin civarındaki hakim ve savcının yarısı 12 yıllık AKP döneminde alındı.
Bakmayın siz o Amerikancı F, çakma Sol, Liberal konformist, Kürtçü vs. güruha.
Onlar Amerika’nın sevmediğini, Avrupa’nın haz etmediğini, İsrail’in hoşlanmadığını zaten sevmezler.
Bakmayın Tayyip Erdoğan’a düşmanlıkları da ondan şimdi… Adam iki kere Şanghay dedi, kötü oldu.
Yoksa ayakkabı kutusu filan hikaye.
Turhan Feyzioğlu’nun torunu Hukuk Adamı Metin Feyzioğlu, Gezi ile ayağa kalkan dip dalgasının, Anıt Kabir Aslanlı yolun adayıdır.
Aynı zamanda Gezi’nin de adayıdır.
Sadece Metin Feyzioğlu mu?
Hukuka en çok ihtiyacımız olduğu zamanda elbette Ümit Kocasakal da,Emine Ülker Tarhan da, Ömer Faruk Eminağaoğlu da, Tansel Çölaşanda, Mehmet Cengiz de lazım.
Solda Türkiye’nin Mandelası olmaya aday Doğu Perinçek, Muharrem İnce, zorbalığa karşı tek başına direnişin adı (bu aralar nerede merak ediyorum!) İsa Gök, sendikacılıkta Tekel direnişinin mimarı Mustafa Türkel, Zonguldak, Yatağan işçileri…
Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım ve milyonlarca muhteşem genç insan…
İstanbul Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu.
Kendini düşünmeden öne çıkan Mehmet Ali Alabora, siyasetin en gerekli yerinde, muhalefet adına dimdik duran Levent Kırca, Tarık Akan…
Hopa’da canını veren Metin Lokumcu, uyanması için dua ettiğimizBerkin…
Ve elbette Çarşı’dan davulcu Vedat J
Şili’deki Camilla Vallejo’nun Türkiye’deki izdüşümü İlker Yücel…
Belediyecilikte Büyükerşen modelinin takipçisi insan odaklı, sakin şehir mimarı Tunç Soyer, suyu bedava dağıtan sosyalist başkan (Dikili) Osman Özgüven, Aydın’ın yüzde 60’ları bulan başarılı başkanı Özlem Çerçioğlu,Ankara’da kazanacak olan Mansur Yavaş…
Sağdan sayarsak, namuslu adam Ertuğrul Yalçınbayır, dürüst isimAbdüllatif Şener, Gezi direnişinde destan yazan ve aslında sosyalist İslamcı İhsan Eliaçık, Mehmet Bekaroğlu, dış politikayı da iyi bilen Sinan Oğan…
Doğru bildiğini en cesur söyleyen Sabahattin Önkibar…
Basın ve edebiyat dünyasından, Uğur Mumcu’nun gerçek takipçisi“Hakikat” adamı Soner Yalçın, genç ve başarılı gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, gönül adamı Nihat Genç…
Kalemini kırmadan mahpuslara düşen Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Deniz Yıldırım, Merdan Yanardağ, Mustafa Balbay, Ahmet Şık…
Bunca fırtınaya karşın çizgisini hiç bozmamayı başaran duayen isim Melih Aşık…
Ermeni soykırımının uluslar arası bir emperyalist yalan olduğunu belgeleyen Mehmet Perinçek, dünyada neler olup bittiğini doğru dürüst anlatan Ergin Yıldızoğlu, eski bakanlardan Ufuk Söylemez, EkonomistErinç Yeldan.
Sonra; hapiste haksız yere ama dimdik yatan, çoğu denizci, genç subaylar…
Arsanlı yolda yürüyen halkımız, emperyalizme direnen herkes, TGB’liler…
Ve daha pek çokları…
Bunlar ufukta baş gösteren, kirli düzenin istemediği Yeni Türkiye’nin isimleri.
NATO’nun, Gladyo’nun, Atlantik müesses nizamının köhne isimleri ise tarihin çöplüğüne gidicidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder