Öldürün!
Öldürün! Tek bir nefes alan kalmayana dek…
İnanmayın, “Öldürmeyeceksin!” diyen eski kitapların
Rabbine… Hırslarınızın, nefislerinizin, hastalıklı egolarınızın Tanrılarına
itaat edin…
Ey Türkler! Tüm Kürtleri öldürün…
Öldürün ey Kürtler! Arapları ve Farsları ve
Türkleri…
Ey Ortadünya ahmakları! Öldürün…
Sizler! Alevileri öldürün ve laikleri ve ateistleri
ve komünistleri… Öldürün ey iman edenler!
Tek Yahudi bırakmayın, katledin hepsini…
Sizler! Adonay’ın (uyarladığımız) vaadine uyun ve
temizleyin Tanrının topraklarından, sizden olmayan kim varsa…
Öldürün ey Ruslar! Tatarları ve Çeçenleri ve kendi
kardeşlerinizi… Sizler de boş durmayın, canlı bomba falan olun mesela Rus
çocukları öldürmek için…
Ey Ortadünya’nın ahmak ve sefil ve kafası boş halkları!
Öldürün birbirinizi…
Ne kadar çok öldürürseniz o kadar kahramansınız. Ne
kadar çok öldürürseniz,
Tanrılarınıza o kadar yaklaşacaksınız.
Öldürün!
“Bak aslanım! Gaz fişeğini, orada zafer işareti yapan çocuk
var ya, hani bıyıkları yeni terlemiş, onun beynine sık! Sık ki bir terörist
daha eksilsin.”
“Bak yoldaş! Dün ölen kardeşimiz için şu genci öldür.
Faşist’e benziyor zaten tipi. Öldür
ki, kanımızın yerde kalmayacağını bilsinler.”
Fısıldıyor Tanrılar… Kurban istiyorlar…
Her eşeğin aklına karpuz kabuğu…
“Sen, yeniden Osmanlıyı kuracaksın.”
“Sen, Tanrının krallığını kuracaksın.”
“Sen, kıpkızıl bir devrim yapabilirsin.”
Sana, tarihinde görmediğin bir coğrafyada Kürdistan. Sana
büyük Şii devleti, sana Sünni hilafeti… Ancak ey eşekler! Bu sulu karpuz
kabukları için yeteri kadar kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekmeli ve
elbette ki durmadan, sormadan, bıkmadan öldürmelisiniz.
Kimi?
Elbette ki birbirinizi. Tanrılar böyle istiyor.
Birbirinizin etiyle beslenen zombilersiniz sizler.
Elinde, ayağındaki pabucun 20 katı değerinde bir silah tutan
ve her biri, bulamadığı, 10 ekmek parası değerindeki mermileri, bin yıldır
beraber yaşadığı kardeşinin kafasına sıkan eşekler! Merak etmeyin! Zafere
ulaştığınızda, nasıl yönetileceğinize dair sistemi, nasıl düşüneceğinize dair
kavramları, neden hoşlanmanız gerektiğine dair sanatı, modayı, teknolojiyi
sizin için hazırladık. Siz sadece üzerinize düşen eşekliği yapın ve öldürün. Bu
teferruatları sizin yerinize ben hallederim. Yeniden felsefeler oluşturup, o
felsefeler doğrultusunda bilim, siyaset, ekonomi, sanat ve topyekûn bir
uygarlık oluşturmak, siz eşeklerin harcı değil, biz Tanrılara mahsus. Siz, size
düşeni yapın…
Bu arada, cebinde akbil parası olmadan, o elindeki silaha
nasıl sahip olduğunu da sorma sakın! Önce öldür, sonra düşünürsün.
Bak! Daha önce akıllarına karpuz kabuğu düşürdüğüm halklara…
Türklerin üzerine saldığım Yunanlılara, Araplara… 30 yıl şehirlerine yıkımdan
başka bir şey getirmeyen Lübnanlılara… Başları nasıl da göğe erdi.
Şiilere-Sünnilere bak, Çeçenleri, Suriyelileri gör! Başları göğe erdi erecek
onların da. 30 yıl boyunca Anadolu’nun Mehmetleri ile Kürdün çıplak ayaklıları
öldürmeselerdi birbirlerini, Kürtçe şarkılarla göbek atılabilir miydi ekranlarda?
Zafer öldürenlerindir ey ahmaklar!
Zafer, fısıltıları vahiy zannedenlerindir ey eşekler!
Saldırın bol sulu, leziz karpuz kabuklarına…
Hakikati arayanlar için tek cümle;
Öldürmeye teşvik edeni, bileğinden yakalayın!
Hain “O”dur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder