19 Mar 2014

Öldürün!

Fısıldıyor Tanrılarınız, kudurmuş şehvetinize…

Öldürün!

Öldürün! Tek bir nefes alan kalmayana dek…

İnanmayın, “Öldürmeyeceksin!” diyen eski kitapların Rabbine… Hırslarınızın, nefislerinizin, hastalıklı egolarınızın Tanrılarına itaat edin…

Ey Türkler! Tüm Kürtleri öldürün…

Öldürün ey Kürtler! Arapları ve Farsları ve Türkleri…

Ey Ortadünya ahmakları! Öldürün…

Sizler! Alevileri öldürün ve laikleri ve ateistleri ve komünistleri… Öldürün ey iman edenler!

Tek Yahudi bırakmayın, katledin hepsini…

Sizler! Adonay’ın (uyarladığımız) vaadine uyun ve temizleyin Tanrının topraklarından, sizden olmayan kim varsa…

Öldürün ey Ruslar! Tatarları ve Çeçenleri ve kendi kardeşlerinizi… Sizler de boş durmayın, canlı bomba falan olun mesela Rus çocukları öldürmek için…

Ey Ortadünya’nın ahmak ve sefil ve kafası boş halkları! Öldürün birbirinizi…

Ne kadar çok öldürürseniz o kadar kahramansınız. Ne kadar çok öldürürseniz,
Tanrılarınıza o kadar yaklaşacaksınız.

Öldürün!

“Bak aslanım! Gaz fişeğini, orada zafer işareti yapan çocuk var ya, hani bıyıkları yeni terlemiş, onun beynine sık! Sık ki bir terörist daha eksilsin.”

“Bak yoldaş! Dün ölen kardeşimiz için şu genci öldür. Faşist’e benziyor zaten tipi. Öldür
ki, kanımızın yerde kalmayacağını bilsinler.”

Fısıldıyor Tanrılar… Kurban istiyorlar…

Her eşeğin aklına karpuz kabuğu…

“Sen, yeniden Osmanlıyı kuracaksın.”

“Sen, Tanrının krallığını kuracaksın.”

“Sen, kıpkızıl bir devrim yapabilirsin.”

Sana, tarihinde görmediğin bir coğrafyada Kürdistan. Sana büyük Şii devleti, sana Sünni hilafeti… Ancak ey eşekler! Bu sulu karpuz kabukları için yeteri kadar kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekmeli ve elbette ki durmadan, sormadan, bıkmadan öldürmelisiniz.

Kimi?

Elbette ki birbirinizi. Tanrılar böyle istiyor. Birbirinizin etiyle beslenen zombilersiniz sizler.

Elinde, ayağındaki pabucun 20 katı değerinde bir silah tutan ve her biri, bulamadığı, 10 ekmek parası değerindeki mermileri, bin yıldır beraber yaşadığı kardeşinin kafasına sıkan eşekler! Merak etmeyin! Zafere ulaştığınızda, nasıl yönetileceğinize dair sistemi, nasıl düşüneceğinize dair kavramları, neden hoşlanmanız gerektiğine dair sanatı, modayı, teknolojiyi sizin için hazırladık. Siz sadece üzerinize düşen eşekliği yapın ve öldürün. Bu teferruatları sizin yerinize ben hallederim. Yeniden felsefeler oluşturup, o felsefeler doğrultusunda bilim, siyaset, ekonomi, sanat ve topyekûn bir uygarlık oluşturmak, siz eşeklerin harcı değil, biz Tanrılara mahsus. Siz, size düşeni yapın…

Bu arada, cebinde akbil parası olmadan, o elindeki silaha nasıl sahip olduğunu da sorma sakın! Önce öldür, sonra düşünürsün.

Bak! Daha önce akıllarına karpuz kabuğu düşürdüğüm halklara… Türklerin üzerine saldığım Yunanlılara, Araplara… 30 yıl şehirlerine yıkımdan başka bir şey getirmeyen Lübnanlılara… Başları nasıl da göğe erdi. Şiilere-Sünnilere bak, Çeçenleri, Suriyelileri gör! Başları göğe erdi erecek onların da. 30 yıl boyunca Anadolu’nun Mehmetleri ile Kürdün çıplak ayaklıları öldürmeselerdi birbirlerini, Kürtçe şarkılarla göbek atılabilir miydi ekranlarda?

Zafer öldürenlerindir ey ahmaklar!

Zafer, fısıltıları vahiy zannedenlerindir ey eşekler!

Saldırın bol sulu, leziz karpuz kabuklarına…

Hakikati arayanlar için tek cümle;

Öldürmeye teşvik edeni, bileğinden yakalayın!


Hain “O”dur.

Hiç yorum yok: