Zaman gazetesi, 2009 yılı Kurban Bayramı’nda, Fethullah Gülen’in sohbetlerinden bir sayfa yapmıştı. Başlığındaki mesaj nedeniyle saklamışım:
(Zaman, 27 Kasım 2009)
Teslim edilen nedir?
Koyunun bıçağa boynunu uzatmasından yola çıkılarak teslimiyet üzerine çeşitli güzellemeler, Kurban Bayramlarında güncelleşiyor. Teslimiyet temaları, özellikle çok süslü ve coşkulu ifadelerle dile getiriliyor.
Teslim edilen nedir, bu sorunun cevabı, ameldedir; bugünkü Türkçeyle iştedir, eylemdedir. Yoksul ülkelerde CIA desteği ve denetiminde okullar açanlar, kime teslim olmuş ve neyi teslim etmişlerdir?
Pensilvanya’ya yerleşenler, kime teslim olmuşlardır, oradan kimin fetvalarını yayımlamaktadırlar?
ABD’nin Haçlı seferiyle Müslüman âlemini nura boğduğunu ilan edenler, hangi teslimiyetin sembolü olmuşlardır?
Ve en önemlisi Türk milletine karşı ABD güdümünde yürüttükleri tertiplerle, düzenlerle, hilelerle bizden neyi teslim etmemizi istiyorlar?
İnsana yakışan
Bugün her vesileyle teslimiyetin reklamını yapanlar, Hazreti Muhammed’e benzemiyorlar. O, Muhammed-ül Emin’di. Yani güvenilir Muhammed’di; dürüsttü; doğruları cesaretle savunurdu; zulme boyun eğmezdi; başı dik, büyük bir insandı.
İnsana yakışan ve yakıştırdığımız, hele bu zulüm çağında teslimiyet değil, haksızlığa ve zulme isyandır.
Emeğini ve onurunu teslim etmeni istiyorlar
Sözcük oyunlarına teslim olmayalım. İstedikleri teslimiyet dünyevidir. İnsandan, emek ürününü, onurunu, kişiliğini üstün bir dünyevi otoriteye teslim etmesini istiyorlar ve bunu zorla dayatıyorlar.
Bıçağa boyun uzatmayı dahi bir faziletmiş gibi telkin edenler, aslında kulun kula boyun eğmesi kültürünün misyonerleridir.
Toplumdan istedikleri her şey, “Allah’a teslimiyet” örtüsü altında, ABD emperyalizmine teslimiyettir; BOP Eşbaşkanlığı’na teslimiyettir; zenginler saltanatına teslimiyettir.
Yürekleri saltanat hırsıyla mühürlenenler
Ve onların zulmüne teslim olmayanlara karşı o kadar gaddardırlar ki Hz. Muhammed’in torunları Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan’ı kendi saltanatlarına teslim olmadıkları için hunharca şehit etmişlerdir.
Hz. Muhammed’in sevgili torunu Hz. Hüseyin’i, onların taç ve tahtına biat etmediği için 72 kez kılıçla, hançerle ve ok ucuyla vura vura katletmişlerdir.
Hz. Hasan’ın 13 yaşındaki oğlu Kasım’ı, amcası Hz. Hüseyin’in göğsünde kılıçla şehit etmişlerdir.
Hz. Hüseyin’in annesinin memesindeki oğlu Abdullah’ı dahi katledecek kadar saltanat düşkünüdürler.
Hz. Muhammed’in büyük torunu Hz. Hasan’ı, yine saltanatlarına teslim olmadığı için zehirlemişler; şehit etmişlerdir. Hasta olan 12 yaşındaki Zeynel Abidin dışında Hz. Muhammed’in bütün sülalesini vahşetle katletmişlerdir.
Hz. Hüseyin’in “Ben Peygamber torunuyum” haykırışlarını duymayacak kadar yürekleri mühürlenmiş olanlar, kendilerini Müslüman olarak anıyor ve Hz. Muhammed’i Allah’ın resulü kabul ediyorlardı.
Teslim alanlar ve teslim olanların bulunduğu bir dünya
Teslim alanlar ve teslim olanların bulunduğu bir dünya
Gözlerini, peygamberler sülalesini beşikteki yavrulara kadar öldürecek derecede saltanat hırsı, altın ve para hırsı bürüyenler, bu milletten teslim olmasını istiyorlar.
Ama o saltanat düşkünlerinin ne kadar korkak, kuvvet karşısında nasıl boynu eğik olduklarını çok iyi biliyoruz.
Yine çok iyi biliyoruz ki teslim alanlar ve teslim olanlar dünyası yıkılacak, insanların elbirliğiyle başları dik yaşayacakları bir dünya onlara rağmen kurulacaktır.Pensilvanya’ya yerleşenler, kime teslim olmuşlardır, oradan kimin fetvalarını yayımlamaktadırlar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder