“Mısır’da demokratik ve antiemperyalist hareketlerin engellenmesi için, Raşid Reda tarafından formüle edilen, Vahhabizmin en gerici biçimi olan Selefi yaklaşımına dayalı İslamcı düşünceden esinlenen Müslüman Kardeşler örgütünün, 1927’de kuruluşunun İngiliz Büyükelçiliği ve Mısır Sarayı tarafından aktif olarak desteklenmesi bir rastlantı değildir. Bu, yeni doğan ‘siyasal İslam’ın, antidemokratik ve sosyal gelişmeye karşı olan en gerici biçimiydi.”
“Sedat ve Mübarek üç temel kurumun denetimini Müslüman Kardeşler’e devretti: Eğitim, mahkemeler ve televizyon.
Müslüman Kardeşler, bırakın ‘demokratik’olmayı, hiçbir zaman ‘ılımlı’ olmadı ve olamaz. Mürşit, kendi kendine liderlik koltuğuna oturmuştur ve örgütlenme modeli liderin emirlerinin tartışmasız yerine getirilmesine dayalıdır.
En üst liderliği, kısmen Suudi Arabistan yani Amerika tarafından finanse edilen büyük zenginlerden oluşur. İkincil liderlik, orta sınıfın cahil ve gerici katmanlarından gelenlerdedir. Alttaki destek ise Müslüman Kardeşler’in yine Suudi Arabistan tarafından finanse edilen sadaka türü yardımlarıyla devşirilen yoksullardan oluşur. Vurucu gücü ise sabıkalılar arasından seçilenlerle kurulan milis gücü (baltacılar) tarafından sağlanır. Müslüman Kardeşler tam bir dış bağımlılıkla bütünleşen piyasa ekonomisine bağlıdır. Aslında komprador burjuvazinin bir parçasıdır.”
Bundan sonrasını özetleyerek devam edeceğim.
Samir Amin, Mısır’daki isyan hareketinin karşısında, Mısır burjuvazisinin liderliğindeki bir gerici blokun yer aldığını söylüyor.
Mısır burjuvazisinin içinde hepsi “milyarder”olan, sayısız polis ve asker komutanın, devlette ya da iktidar partisinde yüksek makamlarda bulunan sivillerin, Müslüman Kardeşler’in liderlerinin, El Ezher Üniversitesi’ndeki şeyhlerin yer aldığını belirtiyor.
Bu blokun Müslüman Kardeşler ve Selefileri de kapsadığını ve toplumdaki bütün güçleri elinde topladığını vurguluyor.
Amerika ile ona bağımlı Avrupa ve Japonya’dan oluşan üçlünün, ülkedeki İslam kültürünü Sufi yaklaşımdan Körfez ülkelerinin Vahhabi İslam anlayışına kaydırmakta yardımcı olduğunu…
Bu amaçla içteki komprador burjuvazi ve gerici İslami güçlerle işbirliği yaptığını…
Böylece iç ve dış güçlerin ittifakı ile bütün ilerici hareketlerin boğulma olasılığının yüksekliğine işaret ediyor.
Not: Bu yazıyı daha ayrıntılı okumak isteyenler (http://dunyadanceviri.wordpress.com/2011/10/11/bir-arap-bahari-mi-samir-amin/) ekteki adrese tıklayabilirler.
Not: Bu yazıyı daha ayrıntılı okumak isteyenler (http://dunyadanceviri.wordpress.com/2011/10/11/bir-arap-bahari-mi-samir-amin/) ekteki adrese tıklayabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder