15 Nis 2013

PKK’yi artık Erdoğan yönetiyor

Son bir aydır ısrarla yazıyoruz: AKP-PKK “barışının” sahibi ABD’dir. “Barışın” nedeni ABD ve İsrail’in Ortadoğu çıkarlarıdır. İsrail’den gelen “özür”, “barışa” bölgesel cephe yaratmak içindir. “Barışın” taktik hedefi önce Suriye, sonra da İran’dır. “Barışın” stratejik hedefi Türkiye’dir; Türkiye’nin küçültülüp, Büyük Kürdistan’ın kurulmasıdır.

Yani “Amerikan barışı” aslında bölgeye açılan savaştır. Gerisi laftır, hikâyedir!

Dolayısıyla ortada bir Türk-Kürt barışı ya da kardeşlik projesi yoktur. Ne vardır? Türk ve Kürt’ü Ortadoğu’da ateşe sürmek, Arap ve Fars’a düşman yapmak vardır.

Yazdıklarımıza inanmayanlar, Amerikan barışının sözcülerinden Aysel Tuğluk’un üç gündür Radikal’de yazdıklarını okusunlar.

PKK’YE SURİYE VE İRAN GÖREVİ

Aysel Tuğluk açıkça söylüyor: “Bölge üzerine politika yapan ve bölge gücü olan hiç kimse silahtan arınmış bir PKK seçeneğine hazır değil.”

Tuğluk üstelik basında yazılanların da yalan olduğunu belirtiyor: “Dolayısıyla silahsızlanma meselesi zannedildiğinin aksine İmralı’daki tartışmaların merkezinde değil, böyle bir talep de yok.” (Radikal, 10 Nisan 2013)

Peki, Erdoğan ile Öcalan PKK’nin silahsızlanmasını konuşmuyorsa, neyi konuşuyor? Onu da ertesi gün yazmış Tuğluk: “PKK’nin ne olacağına dair soruya verilecek cevap konusunda açık yürekli olmak gerekiyor. En az önümüzdeki çeyrek asır boyunca Kürtlerin var olduğu her yerde PKK de çeşitli biçimlerde olacak. Suriye’de bir süre daha silahlı; İran’da yakın gelecekte tekrar silahlı; Avrupa’da kurumsal vs. PKK, Türkiye’de de çeşitli biçimlerde olacak. Ancak Öcalan’ın yeni dönem kurgusunda PKK’nin silahlı güçlerini Türkiye siyasal sahasının dışına geri dönüşsüz biçimde çıkarmak var.” (Radikal, 11 Nisan 2013)

Ne diyordu Öcalan İmralı zabıtlarında: “Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin.” (Milliyet, 28 Şubat 2013)

Yani anlayacağınız ABD asıl şimdi silahlandırıyor PKK’yi; Suriye’ye ve İran’a saldırması için büyütüyor, Erdoğan’ın denetimine veriyor! (PKK bu nedenle bölünmeye gebedir.)

ERDOĞAN PKK’Yİ SURİYE ÜZERİNE SÜRDÜ

Nitekim PKK’yi silahlandırma ve bölgeye sürme operasyonu aslında çoktan başlatılmıştı. “PKK’nin Esad’ın kartı olduğunda” ısrar edenler, umarız birincisi PYD’nin Suriye güvenlik güçlerine saldırıya geçmesini ve ikincisi de Erdoğan’ın Kırgızistan’dan söylediği şu cümleyi doğru okurlar: “Türkiye’den Suriyeli olan PKK’lilerin bir kısmı Suriye’deki gelişmeler arttıkça geçmişlerdi.” (Hürriyet, 11 Nisan 2013)

Erdoğan çok açıkça PKK’nin, kendisine verilen “Esad’ı yıkma” görevinin bir parçası olduğunu söylemiş oluyor.

Yani artık PKK’yi ABD adına Erdoğan yönetiyor!

TSK’YE İSRAİL SİGORTASI


Kuşkusuz ABD, PKK’nin askeri varlığına dayanarak bölgeyi dizayn edemez! ABD’nin bölge planlarının olmazsa olmaz şartı asıl TSK’nin kullanılmasıdır! ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bu nedenle Erdoğan ve Davutoğlu’na “Ergenekon ve Balyoz’da kantarın topuzu kaçıyor, Türk Ordusu bize lazım” mesajı vermiştir. (Savaş Süzal, Yeni Çağ, 9 Nisan 2013)

TSK’yi bölgeye sürmeden planlarını gerçekleştiremeyeceğini bilen ABD, anlaşılan Ergenekon tertipleriyle karargâhına diz çöktürülen Ordu’nun kıvama geldiğini ve yeni 1 Mart tezkere sürprizleriyle karşılaşmayacağını düşünmektedir.

Ancak bunun en önemli sigortalarından biri, Türk ve İsrail ordularına “ilişki” sağlamaktır.

İşte ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel de bu ilişkiyi sağlamak üzere Türkiye’ye geliyor: “Hagel’in ziyareti sırasında Türkiye ve İsrail arasındaki askeri işbirliğinin güçlendirilmesi, savunma antlaşmalarının imzalanması ve beraber tatbikat yapması konuşulacak. Suriye’deki iç savaşın da gündemde olması bekleniyor.” (Milliyet.com.tr, 13 Nisan 2013)

PLANI 8 NİSAN BOZAR!

Peki, tablo bu denli karanlık mı? Bu plan yıkılamaz mı?

8 Nisan’dan bakınca ben aydınlık görüyorum… 8 Nisan’da barikatı yıkan millet, Türk’üyle, Kürt’üyle bu planı da er geç yıkacaktır!

Hiç yorum yok: