8 May 2013

Evladı PKK saflarında savaşan Kürt annelerine sesleniyorum


Hatırlayınız. Obama’nın İsrail ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nı arayarak “Mavi Marmara Baskını” nedeni ile yıllar sonra özür diledi. Ancak aynı Netanyahu özür dilemesinin nedenini sonradan şu şekilde açıkladı.
 “Değişen gerçekler, bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizi yeniden ele almamızı gerektirdi. Suriye krizinin sürekli kötüleşmesi en önemli kaygımız.” 
 Suriye'de gelişmiş silahların farklı unsurların eline geçmeye başladığını belirten İsrail Başbakanı “En çok korktuğumuz da kimyasal silahların terör gruplarının eline geçmesidir.” dedi.
 Ardından İsrail Suriye’yi bombalamaya başladı.
 O zaman da yazmıştım.
 Ortadoğu’da iki eksen kıyasıya çarpışıyor: 1)ABD-İsrail-Türkiye-S.Arabistan-Katar ekseni. 2)Çin-Rusya-İran-Suriye ekseni. Ortadoğu’nun 2 devleti de şimdilik çekişmeyi seyrediyor: Mısır ve Irak!
 Ortadoğu’daki bu çekişme süreci içinde geçen haftaya dek en aktif ülke Türkiye idi.Türkiye hem Suriye’deki her türlü muhalefeti açık ve seçik destekliyor, hem de merkezi Irak Hükümetini dışlayarak Kuzey Irak ile doğrudan petrol antlaşmaları yapıyordu.
 Ancak, Türkiye bahsi geçen eksen çatışması içinde ayrıca kendi eksen çatışmasını de kurmak istiyor.
 Sunni-Şii çatışması!
 Ahmet Davutoğlu aklına göre, eğer Türkiye İsrail dışında Sunni S.Arabistan, Katar v.b. gibi ülkeler tarafından da hasım olarak görülen Şii İran’ı (dolayısı ile Suriye, Merkezi Irak yönetimi, Hizbullah v.b.) kuşatırsa bölgedeki Sunnilere rahat nefes aldırabileceği gibi İsrail ve ABD’yi de rahat ettirebilecek. Yeni Osmanlı böyle kurulacak!
 Bunun için:1)Suriye’de rol alan tüm Sunni unsurlar kışkırtılıyor, 2)Şii Maliki Irak içinde petrol antlaşmaları ile sıkıştırılıyor.
                                  
 Türkiye’nin yanlarında yer almasından memnunlar ama Sunni-Şii çatışması ABD ve İsrail’i rahatsız ediyor:
 1)Yukarıda alıntıladığım gibi ABD ve İsrail Türkiye’nin desteği ile El-Kaide türü anti-Amerikan terörist unsurların Suriye’de güçlenmesinden ürküyor. Gelebilecek olanın gidecek olanı aratmasından korkuyor!
 2)Irak’da Şii Maliki’yi İran’dan koparma sinyalleri aldığı bir dönemde Türkiye’nin Kuzey Irak ile doğrudan petrol nakil işine girişmesi ABD’nin “Irak oyunu”nu bozuyor.
                                  
 Yine de Ortadoğu’da ABD’nin en güçlü ve nihayetinde en sadık Müslüman müttefiki olduğu bir dönemde Türkiye’nin kalbini kırmadan Suriye’de ikincil konuma çekilmesi gerekiyordu.
 İsrail ve yeni milisler devreye girmeliydi!
 1)İsrail önce Türkiye’den özür diledi, şimdi Suriye’yi bombalıyor. Bölge her an patlayabilir.
 2)Kuzey Suriye’deki Kürtler (PYD) yeni milisler olarak devşiriliyor.
 3)Eğer, Güneydoğu Türkiye Kürtlerin federatif merkezi olabilirse, arkasına TSK’yı alacak Kürtler Irak, Suriye ve giderek İran’da anti-Amerikan rejimi sarsacak bir milis güç haline gelebilir.
                                  ***
 Evladı PKK saflarında savaşan Kürt annelerine sesleniyorum:
 Savaş bitsin ve evladınız dağdan insin diye en iyi niyetinizle Allah’a yalvarır, “barış süreci” nihayet dualarımıza karşılık olacak diye ümitlenirken evladınızı Kandil’de bu sefer Suriye rejimine karşı savaşırken bulabilirsiniz!
 TSK’nın komutanlarına sesleniyorum:
 Yeter ki barış gelsin diye PKK’nın (silahlı/silahsız) sınır dışı çekilişine kanunları ihal ederek göz yumarken kendinizi Kandil’de PKK milislerini eğitir, lojistik destek verir, askeri mühimmat sevk eder vaziyette bulabilirsiniz!
 Başkalarının savaşı yeni savaşınız olabilir!
 Her ne pahasına olursa olsun, barışa kucak açanlar çok yakında barışın altında fokur fokur savaş kaynadığını fark edecekler.
 Dilerim bu fark ediş çok geç kalmaz! 

Hiç yorum yok: